""
""
"" ""
'Süper büfe'lerle yeni fast-food anlayışına doğru
'Fast-food' büfeler lezzet dünyasında özgürlüğün simgesi oldu. Her damağa hitap eden restoranlar şimdi açık büfe zincirine dönüşüyor!..
BU hafta cazip bir girişimden bahsedeceğim. Ülkemizde çok bilinmesine rağmen bu konsepti kendi imajına yansıtarak marka olmuş bir 'fast-food zinciri' henüz yok. Kısmen bu tarife uyanlar ise aşağıda anlatacaklarıma göre oldukça sade kalıyor. Uygulamada yalnız zincir olarak değil, bireysel marka olarak da yenilikler yaratmak mümkün. Tüm mesele konumlandırma stratejisi gereği, restoranlara iyi bir isim bulmakta. Açık büfe tarzında çalışan bu restoranlara Çin'deki örneklerinden esinlenerek Amerika'da 'süper büfe' deniyor. Sayıları her yerde hızla artıyor, sağlıklı beslenmeye doğru gidişin simgesi sayılıyorlar.
BEŞ YILDIZLI OTEL RESTORANI GİBİ
Çalışan nüfusun artması, zaman kısıtlılığı ve ekonomik beslenme arzusu, şimdi daha ön planda. İnsanlar ayaküstü beslenmeyi seviyor ve tercih ediyor. 'Fast-food' dünyasında servis elemanlarını azaltan, müşteriye seçim özgürlüğü veren bu sistemin önemli özelliği 'açık büfeyi kategorilere ayırarak' çeşitlilik yaratması.
Sistemde her türden bölüm var. 'Süper büfeler' daha çok 'salat bar' (salad bar) havasında çalışıyor. İçerik taze ürünlere dayalı. Kategorileşme müşteri profiline göre dizayn edilmiş. Ülkemizdeki 5 yıldızlı turistik otellerin açık büfe planına çok benzeyen bu restoranlarda bölümlendirme işi başlı başına bir uğraşı. İlk göze çarpan şey ise oldukça geniş bir alanı kapsayan 'salat bar' bölümü.
NE YEDİĞİNİZİ BİLİN!
Burada peş peşe üç kısım dikkat çekiyor. 'LOV' (lacto ovo vejetaryen) bölümü, et yemeyen ancak beslenmelerinde süt ve yumurtaya yer verenler için hazırlanmış tüm çeşitleri kapsıyor. 'LAC' (lacto vejetaryen) bölümü, et ve yumurta yemeyenler için üretilen sıcak ve soğuk çeşitleri içeriyor. 'VEG' (vegan olarak bilinen katı kurallı vejetaryen) bölümü ise bal dâhil hiçbir hayvansal ürün yemeyenler için hazırlanmış çeşitleri kapsıyor.