HERSEY BURDA
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

HERSEY BURDA

HERSEYİ BULABİLDECEĞİN TEK ADRES
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
» free slot machines win cash
“Yeni Sektörlere Girmeyi Planlıyoruz” Icon_minitimeÇarş. Ağus. 03, 2011 3:57 am tarafından Misafir

» watch naruto hentai watch naruto hentai free
“Yeni Sektörlere Girmeyi Planlıyoruz” Icon_minitimeÇarş. Ağus. 03, 2011 3:52 am tarafından Misafir

» major fish oil
“Yeni Sektörlere Girmeyi Planlıyoruz” Icon_minitimeSalı Ağus. 02, 2011 10:26 pm tarafından Misafir

» hentai about hentai academy
“Yeni Sektörlere Girmeyi Planlıyoruz” Icon_minitimeSalı Ağus. 02, 2011 10:10 am tarafından Misafir

» гинекология ответы
“Yeni Sektörlere Girmeyi Planlıyoruz” Icon_minitimePtsi Ağus. 01, 2011 9:18 am tarafından Misafir

» x-Hack hack you
“Yeni Sektörlere Girmeyi Planlıyoruz” Icon_minitimePtsi Ağus. 01, 2011 8:00 am tarafından Misafir

» When the first Whirlpool Duet album was released in December 2001
“Yeni Sektörlere Girmeyi Planlıyoruz” Icon_minitimePtsi Ağus. 01, 2011 3:05 am tarafından Misafir

» women at work hentai online women at work hentai stream
“Yeni Sektörlere Girmeyi Planlıyoruz” Icon_minitimePtsi Ağus. 01, 2011 2:56 am tarafından Misafir

» facebook likes xb
“Yeni Sektörlere Girmeyi Planlıyoruz” Icon_minitimePaz Tem. 31, 2011 9:22 am tarafından Misafir

Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama
Forum
HABERLER
Fikri Türkel köşe yazıları

 

 “Yeni Sektörlere Girmeyi Planlıyoruz”

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin



Mesaj Sayısı : 3361
KULLANICI PUANLARI : 9918
Kayıt tarihi : 16/05/10

“Yeni Sektörlere Girmeyi Planlıyoruz” Empty
MesajKonu: “Yeni Sektörlere Girmeyi Planlıyoruz”   “Yeni Sektörlere Girmeyi Planlıyoruz” Icon_minitimeCuma Ekim 29, 2010 2:59 pm

“Yeni Sektörlere Girmeyi Planlıyoruz”
Claude Nahum, 190 milyon doları aşkın cirosu olan Kıraça Holding’in kurucu ortağı. Vehbi Koç’un sağ kollarından Bernar Nahum’un oğlu. O da otomotiv sektöründe yaptığı projelerle tanınıyor. Kıraça H...

Claude Nahum, 190 milyon doları aşkın cirosu olan Kıraça Holding’in kurucu ortağı. Vehbi Koç’un sağ kollarından Bernar Nahum’un oğlu. O da otomotiv sektöründe yaptığı projelerle tanınıyor. Kıraça Holding’in “tek tesiste çok marka” modelinin de mimarları arasında yer alıyor. Grubun çatısı altında 5 şirket olduğunu, ancak yeni dönemlerde farklı yatırımlara hazırlandıklarını belirtiyor. “Odağımız otomobil olmasına rağmen” diye konuşuyor ve ekliyor: “Önümüzdeki dönemde başka sektörlere girmemiz çok muhtemeldir. Bu konudaki esas çalışmalarımızı finans, enerji ve inşaat sektörlerinde yoğunlaştırmaktayız. Şimdilik hangi sektöre ilk önce gireceğimiz kesinleşmiş değil.”

Claude Nahum belki de Nahum Ailesi’nin en sessiz üyesi. Onu basında pek sık görmüyoruz. Babası Bernar Nahum, Vehbi Koç’un sağ kolu olarak tanınan efsane bir yönetici. Kardeşi Jan Nahum ise Tofaş, Fiat ve Petrol Ofisi’nde çok önemli görevler üstlendi ve iş dünyasının yakından tanıdığı bir isim. Claude Nahum da iş hayatının önde gelen isimlerinden biri. Yaptığı çalışmalar ve projelerle otomotiv sektöründe söz sahibi. Kıraça Holding’i İnan Kıraç’la birlikte kuran Nahum, “Basında ve kamuoyunda ön planda olmaktan hoşlanmam” diye konuşuyor. Bu yaklaşımında başarıların ortak çalışmalardan çıktığını düşünmesinin etkili olduğunu söylüyor. Kendini ön plana çıkarmayı pek sevmediğine dikkat çeken Nahum, “Babam bizlere herhangi bir ayrıcalık tanınmasına her zaman karşıydı” diye konuşuyor. Clude Nahum’a göre, Bernar Nahum bu hareket tarzını iş arkadaşlarının çocuklarına patron oğlu muamelesi yapmaması için benimsemiş. “Buna rağmen çalışma hayatımın çok büyük bölümünde patron oğlu damgasını yememek için herkesten çok çalışmak, okumak, cesaretli olmak ve kendimi yenilemek mecburiyetinde kaldım” diyor.

Koç Grubu’ndaki çalışma hayatıyla ilgili de ilginç yorumları olan Nahum, “Zaman içinde beğenmediğim tarafları olduysa da pres işçisi olarak başlayıp, başkanlarından biri olarak ayrıldığım Koç Grubu’ndaki iş hayatım bana çok şey öğretti” diye konuşuyor. Koç Grubu’ndan, bir idare krizi yaşandığı sırada ve görüşleri uygulanmadığı için ayrıldığını söyleyen Nahum, daha sonra İnan Kıraç’la birlikte Avrupa’da uzun yıllardır başarıyla uygulanan “tek tesiste çok marka” modelini benimseyerek Kıraça Holding’i kuruyor. Bugün 190 milyon dolarlık ciroya ulaşan holdingin yönetiminde söz sahibi… Sektörün bu yıl Cumhurbaşkanlığı, genel seçimler gibi nedenlerle daralacağını söylüyor ve “Yine de yılsonunda seçim belirsizliklerinin ortadan kalkmasına paralel hafif ticari araç pazarının yüzde 3 daralarak 233 bin seviyesinde gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz” diye konuşuyor.

Kıraça Holding Kurcu Ortağı Claude Nahum’la kariyer hayatını, Kıraça Holding’in performansını ve gelecek hedeflerini konuştuk:

* Nahum Ailesi’nin yöneticilikteki başarısının sırrı nedir?
Bana göre başarının vazgeçilmez ön şartı çalışmak. Aynı zamanda yapılan her işe hakkını vermek de çok önemli. Babam çalışma hayatına en alt basamaklardan başladı. Bugünkünden çok farklı bir ortamda çalışması, merakı, cesareti ve kendine güveni sayesinde başardı. Jan ile bana kendi başarısının, yarattığı varlığın geçici olabileceğini, bizlerin kendi başarımızı kendimizin yaratması gerekeceğini çok erken yaşta aşıladı. Kendisinden farklı olarak bize seçtiğimiz yönde eğitim yapmamız için imkan sağladı.

Bizler de iş hayatının alt basamaklarından başladık. Eğitimimiz, edindiğimiz tecrübe ve çalışmamızla hayattaki yerimizi aldık. Başarı izafidir. Eğer yaptıklarım, idare tarzım başarılı ise bunu çok çalışmaya ve varılmak istenen noktaya odaklanmaya, stratejik düşünmeye borçluyum. Bildiklerimi ve tecrübelerimi paylaşmam, iş arkadaşlarıma varılmak istenen nokta konusunda anlaştıktan sonra güvenmem ve inisiyatif vermemin de çok etkili olduğunu düşünüyorum.

* Kendinizi nasıl bir lider olarak tanımlıyorsunuz?
Ben takım çalışmasına inanırım. Bir lider beraber çalıştığı insanların gücünün toplamı kadar güçlüdür. Strateji ve varılmak istenen noktanın tesbitinden sonra, o noktaya varmak için, takip edilmesi gereken yolun açık bir şekilde çizilmesi gerektiğine inanırım. Her yaptığım veya delege ettiğim işin detayına girer ve ne becerilere ihtiyaç olduğunu belirlerim. Benimle çalışanların yapmalarını istediklerimi benim de yapabilmem gerektiğini düşünür, o şekilde hareket ederim. Takıma yön ve inisiyatif verdikten sonra da idare etmenin yanında, takımda bana düşen rol ve çalışmaları çekinmeden üstlenirim. Başarının ortak olduğuna inanırım, bu nedenle de basında ve kamuoyunda ön planda yer almaktan hoşlanmam.

* Jan Nahum, bir söyleşisinde, babanızdan dolayı hiç iltimas görmediğinizi, hatta Koç Holding’de de adım adım ilerlemek zorunda kaldığınızı söylemişti. Babanız Bernar Nahum’un sizin kariyer hayatınızdaki yeri nedir? O olmasaydı bugünlere gelebilir miydiniz?
Jan haklı. Babam bizlere herhangi bir ayrıcalık tanınmasına karşı olmak bir yana yaptıklarımızı her zaman baskalarının yaptığından çok daha kritik bir gözle değerlendirdi. Bence bu haraket tarzını oğullarını kayırdığı suçlamasıyla karşı karşıya kalmak istememesinden değil de, iş arkadaşlarımızın bizlere patron oğlu muamelesi yapmaması için benimsemişti. Buna rağmen çalışma hayatımın çok büyük bölümünde yerimi yapmak ve patron oğlu damgasını yememek için herkesten çok çalışmak, okumak, cesaretli olmak ve kendimi yenilemek mecburiyetinde kaldım. Geri kalanında ise bu bir alışkanlık haline geldi.

Babam her şeyden önce bana dürüst çalışma, insana saygı, yardımseverlik ve tevazu değerlerini ve değişik lisanları konuşmanın önemini aşıladı. Basamakların hakkını vererek tırmanılması gereğine inanırdı. Mühendislik diplomamı alır almaz ve kendimi birşey olmuş zannettiğim anda beni Ali İhsan İlkbahar Bey’e kim olduğumun bilinmemesi talimatini vererek teslim etmişti. Otosan’da pres isçisi olarak çalışmaya başlatmıştı.

Annem, Ankara’da ilk otomobili olan kadınlardan biri olmasına rağmen bizleri okulun önüne araba ile götürmez, son kısmını herkesten farklı görünmeyelim diye yürütürdü. Babam, çocukken 23 Nisan’da, kardeşimle beni oyuncak mağazasına götürür ve bir dolu oyuncak alırdı. Çocuk oyuncağa doymaz. Ancak mağazadan çıkar, doğrudan Çocuk Esirgeme Kurumu’na gider, oyuncakları kimsesiz çocuklara verirdik.

Babam ve ailemin bizlere aşıladığı değerlerin genel ve iş hayatımda derin izleri vardır. Babam olmasaydı, ne olabileceğimi bilmiyorum. Ancak bu değerlere sadık kaldım ve bunun başarımda çok büyük etkisi olduğuna inanıyorum.

* Koç Topluluğu’nda işe başlamak sizin iş kariyerinizi ve liderlik anlayışınızı nasıl etkiledi?
İş hayatıma 1969’da başladım. O zaman Koç Grubu her anlamda Türkiye’nin en gelişmiş ve ileri grubuydu. Bütün çalışanları ve idarecileri için müthiş bir okul ve becerilerini uygulamak için iyi bir ortamdı. Bu grup sayesinde çok genç yaşımda Türkiye’de bir motor tasarladım ve prototiplerini yapabildim, yurtdışında çalıştım, yer edindim ve nihayetinde Avrupalı işadamlarından, mühendislerinden, bankacılarından eksik bir tarafımız olmadığını, hatta bazen çalışma irademiz sayesinde çoğundan üstün olabileceğimizi çok erken görme imkanım oldu. Zaman içinde beğenmediğim tarafları olduysa da pres işçisi olarak başlayıp başkanlarından biri olarak ayrıldığım Koç Grubu’ndaki iş hayatım bana çok şey öğretti.

* İnan Bey bir söyleşisinde, “Otomotiv sektörüne benim yüzümden girdik, bu misyonu gerçekleştirmek zorundaydım” demişti, hatta yine aynı söyleşide perakendecilik sektörüyle ilgilenebileceklerini söylemişti. Önümüzdeki dönemde Kıraça Holding başka sektörlere girebilir mi?
Grubumuzun ana odağı otomotiv sektörü olmasına rağmen, önümüzdeki dönemde başka sektörlere girmemiz çok muhtemeldir. Bu konudaki esas çalışmalarımızı finans, enerji ve inşaat sektörlerinde yoğunlaştırmaktayız. Şimdilik hangi sektöre ilk önce gireceğimiz kesinleşmiş değil.

* Şu anda Kıraça Holding bünyesinde kaç şirket ve marka var?
Kıraça Holding bünyesinde su anda Karsan harici 5 aktif şirketimiz var. Karland, Türkiye’nin en büyük bağımsız otomotiv yedek parça dağıtım şirketlerinden biri.

Kırpart, imalatının yarıdan fazlasını yurtdışına ihraç eden yakıt ve su pompası, termostat ve komponent imalat şirketi.

Sirena Marine, dünyanın en büyük yat üreticisi Azimut’un lisansı altında ve Azimut için yılda 40’ın üzerinde yat imal edecek ve ilk ürünü önümüzdeki günlerde çıkacak olan fabrika.
Ima, senelerden beri 30’un üzerinde büyük şirkete insan kaynakları ve organizasyon konusunda danışmanlık veren şirketimiz ve Heksagon Studio isimli otomotiv mühendislik ve tasarım şirketimiz var.

* Karsan’ın satışlarında ihracatın yüzdesi ne kadar? Özellikle hangi bölgelere odaklanmış durumdasınız?
Halihazırda düşük adetlerde Cezayir ve Bulgaristan’a Karsan J9 ihracatı yapıyoruz. Ancak, geçtiğimiz şubat ayında 5 yıllık süre için İran’a yılda 3 bin ve İran üzerinden Irak, Afganistan, Suriye, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve CIS ülkelerine ek 1.000 adet Karsan J9 Premier ihracatına yönelik yeni bir anlaşma imzaladık.

Mayıs ayında İran’a ilk ihracatımızı gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Böylelikle ihracatın toplam satışlar içindeki payının yüzde 35’ e ulaşmasını amaçlıyoruz. Üzerinde çalışmakta olduğumuz bazı yeni projelerin hayata geçmesi durumunda ihracat adedimizi farklı modellerin ihracatı ile daha da yükselteceğiz.

* Hyundai ile hafif kamyon sınıfında işbirliği yaptınız. Bu anlaşmayla önümüzdeki dönemdeki hedefiniz nedir?
Hyundai ile imzaladığımız anlaşma ile 5 yıl süreyle Hyundai HD serisinin 3,5 ve 7,5 ton taşıma kapasitesine sahip hafif kamyon modellerinin ve bu modellerin devamında satışa sunulacak yeni serinin yurtiçinde münhasır üretim ve distribütörlük hakkını aldık. Bu işbirliği ile yılda yaklaşık 2 bin adet üretim ve yaklaşık 35 milyon dolar ek satış hasılatı hedefliyoruz. Ayrıca ticari araçlar alanında Hyundai ile işbirliğimizin önümüzdeki dönemde farklı modellerle daha da kuvvetlenmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

* Bu işbirliğini nasıl genişletmeyi amaçlıyorsunuz?
Otomotivin dünya devlerinden biri olan Hyundai’nin hafif kamyon üretimi için Karsan’ı seçmesi, benimsemiş olduğumuz çok markalı üretim stratejisi ve yatırımlarımızın ne kadar doğru olduğunu gösteriyor. Ayrıca bu işbirliği Karsan’a gelebilecek daha nice yeni projelerin de işareti. Bu nedenle, ticari araçlar alanında Hyundai ile işbirliğimizin önümüzdeki dönemde farklı modellerle daha da kuvvetlenmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

* “Tek tesiste çok marka” stratejisinin dünyada örnekleri var mı? Bu stratejinin avantajları ve dezavantajları neler?
Türk otomotiv sektörünün, otomotiv markaları ve özellikle hafif ticari vasıta imalatı açısından vazgeçilmez bir merkez haline geldiği artık herkes tarafından biliniyor. Sektör, maliyet, işgücü, tecrübe ve özellikle çalışma, başarma ve ilerleme isteği açısından ciddi avantajlar sağlıyor. Bu doğruyu gören, farkına varan tüm imalatçıların Türkiye’ye yerleşme kararını vermeleri ve gerekli yatırımları yapmaları zor. Ancak hepsinin göreceli olarak düşük miktarlarda imal ettikleri veya etmek istedikleri araçları var. Bunları Türkiye ortamında imal ettiklerinde rekabet güçlerinin artacağının farkındalar.

Bir tesiste çok marka modeli 15 senedir Avrupa’da uygulanan bir model. Alman Karmann nerdeyse tüm markaların üstü açık arabalarını, Valmet, Porsche’un Boxter modelini, Magna BMWnin X3, Mercedes ve Chrysler için değişik modellerini imal ediyor. Yıllar önce Peugeot’nun 406 Coupe modeli Italya’da Pininfarina tarafından imal ediliyordu.

* Bu modeli oturtmak için ne tür çalışmalar yaptınız?
Karsan’ın yeni fabrikasını kurarken, bu iş modelini zaman içinde uygulamamızı kolaylaştıran belirli ana prensiplere sadık kaldık. Türkiye’de mevcut olup da dışarıdan temin edebileceğimiz hiçbir işlemin yatırımını yapmadık ve dolayısıyla amortisman yükünü mümkün olduğu kadar düşük tuttuk. Fabrikayı ve imalat hatlarını çabuk şekil değiştirebilecek modüler bir şekilde yerleştirdik. Kalite yatırımlarına ve eğitimine önem verdik. Boyahane ve boya kalitesinden ödün vermedik ve temin edilebilecek en iyi boyahaneyi, hedef aldığımız en büyük vasıtaları gözönüne alarak kurduk. Şirkete bir otomobil imalatçısını ortak etmemeye ve dolayısıyla istediğimiz seçimlerde serbest kalmaya dikkat ettik.

* İmalatçılar neden sizi seçti peki?
Anlattığım noktalardan ihtiyacı tespit edip çok markalı stratejiye geçme kararını vermek basitti. Daha zor olanı, otomotiv imalatçılarını kabiliyet ve kalitemiz konusunda ikna etmek oldu. Bunu da Karsan’ın idaresi, mühendisleri ve çalışanlarının sadakati, çalışkanlıkları, kabiliyetleri ve kalite anlayışları, felsefeleri sayesinde başardığımızı söyleyebilirim.

Hyundai hafif kamyon imalatı bizim için bu stratejinin bir parçası. Halen birçok başka şirketle değişik boyut ve içeriği olan projeler için temaslarımız var. İşbirliği yapacağımız markaları seçerken çoğunlukla ilk adımı biz atıyor, onlara imal etmekte oldukları veya imalatını düşündüklerini bildiğimiz modellerin Karsan’da imal edilmesinin avantajlarını gösteriyor, anlatıyoruz. Tabii ki bu şirketleri seçerken en büyük faydayı sağlayabileceğimiz, aynı zamanda da Karsan’a en büyük katma değeri sağlayabileceklerden başlıyoruz.

“Koç’ta İdare Krizi Yaşandı”

* İnan Kıraç’la birlikte Kıraça Holding’i kurmaya nasıl karar verdiniz? Sanıyorum şirketi kurmadan önce bir anayasa hazırlandı. Bu anayasanın içeriği neydi?

Görüşlerim Uygulanmadığı İçin Ayrıldım
Koç Grubu’ndan, bir idare krizi yaşandığı sırada ve yönetim tarzı hakkındaki görüşlerim uygulanmakta olana uymadığı için istifa etmiştim.

İnan Bey’in Teklifini Şerefle Kabul Ettim
Profesyonel hayatımın çok büyük kısmını yanında çalışarak geçirdiğim İnan Bey, benden dört ay kadar sonra Koç Grubu CEO’su pozisyonundan ve gruptan ayrılacaktı. Bana beraber çalışmamızı teklif etti ve doğal olarak bunu bir şeref bildim.

Farklı Bir Yönetim Anlayışı Benimsendi
Yazılı bir anayasamız yoktu ancak gençlere yer vereceğimiz, onlara tecrübemizi aktarabileceğimiz, zamanla idarecilerimizi ortak edeceğimiz, gördüğümüz ve yaptığımız hataları tekrarlamayacağımız bir grup kurmaya karar verdik. İnan Bey ile anlaşmak için aramızda yazılı bir anayasaya ihtiyaç yoktu.

“2007’de Otomotiv Sektörü Yüzde 3 Daralacak”
2006 yılını otomotiv sektörü daralmayla kapattı. İnan Kıraç, bu daralmadan nasıl etkilendiklerini, Kıraça’nın 2006 performansını ve 2007 yılında sektöre ilişkin tahminlerini rakamlarla şöyle anlattı:

¬-2006 yılında 12 bin 317 adet araç satışı ve 190 milyon dolar ciro gerçekleştirdik.

-Ciromuz 2005 yılına paralel gerçekleşirken, otomotiv sektöründeki daralma sebebi ile Partner satışımız 2005 yılına göre yüzde 19 oranında azaldı.

-J9 Premier ise 2006 yılı içerisinde distribütörlüğünün İsotlar'a verilmesinin ardından pazardaki daralmadan etkilenmediği gibi, pazar payını yüzde 14,3'ten aylık bazda yüzde 20'ler seviyesine yükseltti.

-2007 yılında Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler, cari açık ve AB ile ilişkilerde yaşanması olası gerginlikler sebebiyle otomotiv pazarının daralma göstereceği ancak yıl sonunda seçim belirsizliklerinin ortadan kalkmasına paralel hafif ticari araç pazarının yıl toplamında yüzde 3 daralarak 233 bin seviyesinde gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Toplam pazarın ise 640 bin düzeyinde gerçekleşmesini bekliyoruz.

İthal Araçlara Talep Artarak Devam Edecek

* Türkiye’de size göre ithal araçlara olan baskın talep devam edecek mi? Bu anlamda sektörde bir değişiklik olmasını bekliyor musunuz?

İhtiyacı Karşılayacak Üretim Yok
Evet, bence ithal araçlara olan alaka ve ihtiyaç doğal olarak devam edecek. Bunun ana sebebi Türkiye’de tüm ihtiyacı karşılayacak otomobil ve vasıtaların imal edilemeyeceğidir.

Yerli İmalat Gelişiyor
Ancak yerli imalat, otomotivin bazı segmentlerinde yoğunlaşmaya, mükemmeliyet tesis etmeye devam edecek ve bu sayede ithal edilen araçların çok üstünde araç ve komponent ihraç edilecektir.

Tüketim Alışkanlıkları Belirleyici
Halkın alım alışkanlıklarında olacak değişiklik ise, kısa dönem içinde çoğunluk alımların, müşterinin gösterişten çok ihtiyacına dönük ve yeterli bir şekilde yapılması yönünde olacaktır.

Çok Markalı Sistemin Avantajları Neler?
* Türk Otomotiv sektöründe fason üretim modelinin ilklerindensiniz. Bu modelin avantajları ve dezavantajları neler sizce?

Çabuk Devreye Giren Bir Fabrika Sunuyoruz
Uyguladığımız çok markalı stratejinin, otomotiv imalatçıları için çok belirgin avantajları var. En belirgin olanları çok çabuk devreye girebilecek bir fabrikanın mevcudiyeti. Bunun yanında değişik imalat disiplinlerine alışık ve bunların en iyilerini benimsemiş ve tüm imalatlara uygulayan bir kadro, yalın çalışma alışkanlığı ve kaynakların ortak kullanılması sayesinde gelen ucuzluk da önemli avantajlar arasında yer alıyor.

Mamul Geliştirmeye Önem Veriyoruz
Ancak stratejimiz ve sunduğumuz avantajlar bununla kalmıyor. Önümüzdeki yıllarda Türk otomotiv endüstrisinin yurtiçinde kalan katma değerini artırabilmesi için mühendislik ve geliştirme yönünde de imkanlarını kullanmasını amaçlıyoruz. Bu nedenle sektörün kabiliyet merkezleri yaratması gerektiğine inandığımız için, birkaç yıldır Karsan’daki mamul geliştirme ve mühendislik çalışmalarına önem veriyoruz.

Sadece İmalat Yapmayacağız
Şu anda imalatta olan modellerimizin bazılarının tüm mühendislik ve prototip çalışmalarını yaptık. Ayrıca Kıraça Grubu olarak, tüm otomotiv ve yan sanayi firmalarına mühendislik hizmeti sunacak Heksagon Studio şirketine yatırım yapmış bulunuyoruz. Bu sayede göreceli olarak düşük miktarda imal edilmesi düşünülen araçları yalnızca imal etmeyip, prototip ve mühendislik çalışmalarını da üstlenecek duruma gelmiş bulunuyoruz.

Şeyma Öncel Bayıksel
soncel@capital.com.tr




Liderlerin yeni yıl hesapları
"2010'da sepet yapın"
İŞ DÜNYASI YÖNETİCİLERİ
TEMİZLİK RAYINDA PROJESİ BAŞLIYOR
ROCK’N DARK YOLA ÇIKTI
Haber : Capital Online / 01 Haziran 2007 Cuma
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://dessas.yetkinforum.com
 
“Yeni Sektörlere Girmeyi Planlıyoruz”
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Oyun pazarında yeni isim, yeni işbirliği
» “Dayak Yiyerek Doğru Sektöre Girmeyi Öğrendik”
» Sektörlere genel bakış
» Sektörlere genel bakış
» Yeni Sürüm

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
HERSEY BURDA :: SORU - CEVAP - EN EŞKİ SÖZLÜK :: İŞ - EKONOMİNİN EN EKŞİ SORULARI-
Buraya geçin: