HERSEY BURDA
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

HERSEY BURDA

HERSEYİ BULABİLDECEĞİN TEK ADRES
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
» free slot machines win cash
“Dört Sektörde Global Şirket Yaratacağız” Icon_minitimeÇarş. Ağus. 03, 2011 3:57 am tarafından Misafir

» watch naruto hentai watch naruto hentai free
“Dört Sektörde Global Şirket Yaratacağız” Icon_minitimeÇarş. Ağus. 03, 2011 3:52 am tarafından Misafir

» major fish oil
“Dört Sektörde Global Şirket Yaratacağız” Icon_minitimeSalı Ağus. 02, 2011 10:26 pm tarafından Misafir

» hentai about hentai academy
“Dört Sektörde Global Şirket Yaratacağız” Icon_minitimeSalı Ağus. 02, 2011 10:10 am tarafından Misafir

» гинекология ответы
“Dört Sektörde Global Şirket Yaratacağız” Icon_minitimePtsi Ağus. 01, 2011 9:18 am tarafından Misafir

» x-Hack hack you
“Dört Sektörde Global Şirket Yaratacağız” Icon_minitimePtsi Ağus. 01, 2011 8:00 am tarafından Misafir

» When the first Whirlpool Duet album was released in December 2001
“Dört Sektörde Global Şirket Yaratacağız” Icon_minitimePtsi Ağus. 01, 2011 3:05 am tarafından Misafir

» women at work hentai online women at work hentai stream
“Dört Sektörde Global Şirket Yaratacağız” Icon_minitimePtsi Ağus. 01, 2011 2:56 am tarafından Misafir

» facebook likes xb
“Dört Sektörde Global Şirket Yaratacağız” Icon_minitimePaz Tem. 31, 2011 9:22 am tarafından Misafir

Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama
Forum
HABERLER
Fikri Türkel köşe yazıları

 

 “Dört Sektörde Global Şirket Yaratacağız”

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin



Mesaj Sayısı : 3361
KULLANICI PUANLARI : 9918
Kayıt tarihi : 16/05/10

“Dört Sektörde Global Şirket Yaratacağız” Empty
MesajKonu: “Dört Sektörde Global Şirket Yaratacağız”   “Dört Sektörde Global Şirket Yaratacağız” Icon_minitimeCuma Ekim 29, 2010 2:41 pm

“Dört Sektörde Global Şirket Yaratacağız”
Koç Holding’in CEO’su Bülent Bulgurlu, “itibar” araştırmalarında önde çıkmalarının arkasında Vehbi Koç’un yarattığı kültür, sosyal vatandaşlık ve “dünyada ilk 100 arasına girme” hedefinin olduğuna ...

Koç Holding’in CEO’su Bülent Bulgurlu, “itibar” araştırmalarında önde çıkmalarının arkasında Vehbi Koç’un yarattığı kültür, sosyal vatandaşlık ve “dünyada ilk 100 arasına girme” hedefinin olduğuna dikkat çekiyor. Bunun için 60 milyar doların yakalanması gerektiğini belirtiyor. “2007 sonunda 56,4 milyar dolara ulaşırız” sözleriyle, hedefe yaklaştıklarını belirtiyor. Bu büyük hedefe giderken, “Enerji, otomotiv, dayanıklı tüketim ve finans” sektörlerine odaklanacaklarını söylüyor ve ekliyor: “Bu sektörlerdeki hemen hemen tüm şirketlerimiz, alanlarında Türkiye’de lider konumdadır. Hedefimiz, tamamını dünya ölçüsünde şirketler haline getirmektir. Birçoğu bu konuda şimdiden önemli mesafe kaydetmiştir.”

Koç Holding’in kurucusu merhum Vehbi Koç, “İtibar bin yılda kazanılır, bir günde kaybedilir” sözleriyle, bu konunun önemini ortaya koymuştu. Vehbi Koç hayattayken, “Türkiye’nin En Beğenilen Şirketleri” araştırması yayınlanmıyordu. Ancak, Koç Holding ve şirketleri, itibar açısından yine Türkiye’nin önde gelen kurumları arasında yer alıyordu.

Capital, 7 yıldır bu araştırmayı gerçekleştiriyor. Araştırmada son 3 yılda 2 kez Koç Holding birinciliği elde etti. Yine grup şirketlerinden Arçelik de 4 yıl birincilik koltuğuna oturdu.

Son araştırmada ise Koç Holding ikinci sırada, Arçelik ise 3’üncü sırada yer alıyordu. Ayrıca, sektörlerinin birincileri arasında gruptan Arçelik, Setur, KoçAllianz ve Migros gibi şirketler yer aldı.

Koç Holding’in “itibar araştırmasında” üst sıralara yükselmesinde, Vehbi Koç’tan gelen kurum kültürü ve sosyal vatandaşlık gibi etkenlerin yanı sıra, büyüme ve satın alma stratejileri de etkili oluyor. Yönetim uzmanları, yeni sektörlere girme, Yapı Kredi ile Tüpraş’ın satın alınması ve “Dünyada ilk 100’e girme” hedeflerinin bu konuya büyük katkıda bulunduğunu belirtiyorlar.

2007 yılı başında CEO koltuğuna oturan Bülent Bulgurlu, “Vehbi Koç, bu noktaya gelmemizde en büyük yol göstericimiz olmuştur” sözleriyle, önemli bir konuya dikkat çekiyor. Geleceğe yönelik “odaklanma” ve “dünyada ilk 100” stratejisiyle, bu hedefte yol almaya devam edeceklerini söylüyor.

Koç Holding’de CEO’luk görevini üstlendikten sonra ilk özel söyleşisini Capital’e veren Bülent Bulgurlu, yeni dönemde bazı sektörlere odaklanırken, diğer iş alanlarını da ihmal etmeden, büyüteceklerini belirtiyor. Özellikle de Arçelik, Ford Otosan, Tofaş Fiat ve Yapı Kredi’de önemli hedeflerinin olduğunun altını çiziyor.

“En Beğenilen Şirketler Araştırması” özel sayısına konuşan Bülent Bulgurlu, “itibar” yönetiminden gelecek hedeflerine, şirketlerin tek tek stratejilerinden yeni yatırımlara kadar akıllardaki bütün sorulara açıklık getirdi…

-Siz uzun yıllardır Koç Grubu’nda çalıştınız. Koç’u farklı kılan özellikler nedir? Bu kültürün yerleşmesinde merhum Vehbi Koç’un nasıl payı vardı?

Koç Topluluğu’nu farklı kılan özellikler, kurumsallaşmaya verilen önem, üstün iş ahlakı, daima en iyi olma tutkusu, ülke ekonomisine fayda sağlama hedefi gibi değer ve ilkeleridir. Bu ilkelere şaşmaz bağlılık kurum kültürümüzü oluşturmaktadır ve bu noktaya gelmemizde en büyük yol göstericimiz olmuştur.

Sizin de belirttiğiniz gibi, ben Koç Topluluğu’nda üç nesil ile de birlikte çalışma imkanı buldum. Rahmetli Vehbi Koç, topluluğun temellerini 80 yıl önce atmış ve uzun yıllar işin başında bulunarak hem topluluğun, hem de Türk Sanayisinin gelişmesinde belirleyici rol oynamıştır. Topluluğumuzu başarıya taşıyan ilkelerin temelleri Vehbi Koç tarafından atılmış, zaman içerisinde pekiştirilmiş, güncel şartlar doğrultusunda geliştirilmiştir. Bugün gerek kurumsal yapısı ve kültürü, gerekse rekabet gücü açısından gelinmiş olunan nokta, paylaşılmış bir başarının ürünüdür. Ancak, rahmetli Vehbi Koç kuşkusuz çok büyük bir yapa sahiptir.

-Koç Holding ve bağlı şirketleri “Türkiye’nin en beğenilen şirketleri” sıralamasında ağırlıklarını hissettirdiler. Bizim araştırmadan öğrendiğimiz kadarıyla bunda son yıllardaki büyüme ve satın almaların payı büyük. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Koç Topluluğu, Türkiye’nin öncü topluluklarından bir tanesidir. Ülkemiz son yıllarda ekonomik istikrara kavuşma, sürdürülebilir büyüme ve gelişme yolunda önemli bir aşama gerçekleştirdi. Biz bu gelişmeyi önceden tahmin ederek, planlarımızı ve hazırlıklarımızı bu yönde gerçekleştirdik ve sonuçta bu süreci en iyi şekilde değerlendirdik.

Yaptığımız planlar doğrultusunda önemli projeleri birbiri ardına hayata geçirerek ciro artışı ve karlılık olarak büyük başarılara imza attık. Söz ettiğiniz beğeni artışında bunun önemli payı olduğu tespiti bizce de doğru bir tespittir.



Bunun yanında iş yapış şeklimizin, yani yukarıda söz ettiğim değerlere istikrarlı bir şekilde bağlılığımızın da payı olduğuna inanıyorum. Bu değerlerin bir tanesi de, çalışanlarımıza verdiğimiz önemdir. Vehbi Koç, bunu, “en önemli sermayemiz insan kaynağımızdır” şeklinde ifade etmiştir. Dikkatle seçtiğimiz, gelişimleri ve motivasyonları için uygun ortam yarattığımız çalışanlarımız hem performansımızda, hem kurum olarak saygınlığımızda en büyük paya sahiptirler.

Diğer taraftan hissedarlarımız sadece şirket performansını değil, ülkemizin gelişimine katkıda bulunmayı da hedeflemektedir. Yine Vehbi Koç’un deyişiyle, “Gücümüzü aldığımız Türk ekonomisine güç katmayı hedefleriz. Devletim ve ülkem var oldukça ben de varım.” Bunun bir boyutu, şirketlerimizin ekonomiye doğrudan katkıları: Bugün Topluluk şirketlerimizin ülkemizin milli gelirine oranı yüzde 12’dir. Yine Topluluğumuz ülke toplam ihracatının yüzde 11’ini, tüm vergi ödemelerinin yüzde12’sini gerçekleştirmektedir.

Ülke gelişimine katkımızın diğer boyutu, kurumsal sosyal sorumluluk çerçevesinde gerçekleştirdiğimiz faaliyetlerdir. Tüm bu saydığım konular, iş dünyası ve halk gözünde haklı bir beğeni kazanmamıza katkıda bulunduğunu düşünüyorum.

-Uzun yıllar Koç Holding, diğer gruplar gibi çeşitli sektörlerde faaliyet gösterdi. Son yıllarda odaklanmaya yöneldi. Bu strateji devam edecek mi? bu stratejide şimdi hangi noktadasınız?

Odaklanma stratejimizin iki boyutu var. Birincisi, faaliyet gösterdiğimiz alanların sayısını azaltmak. Bu doğrultuda geçtiğimiz dönemde birçok sektörden ve şirketimizden çıktık. Örnekler vermek gerekirse, taahhüt, otomotiv yan sanayi, yalıtım malzemeleri, endüstriyel gazlar, ısıtma ürünleri sektörlerini sıralayabiliriz.

En son olarak da, bildiğiniz gibi gıda perakendeciliği işinden çıkış kararı aldık. Bunun ilk adımı olarak, Migros’un Rusya’daki iştiraki Ramenka’daki hisselerimizi ortağımıza devrettik. Migros’un satışı ile ilgili süreç ise devam ediyor. Bu konuda görevlendirmiş olduğumuz yatırım bankası (JP Morgan) ile birlikte çalışmalar sürüyor.

İkinci boyut ise, faaliyet göstermekte olduğumuz alanlar içerisinde, “ana işbirimleri”ni belirleyerek, bunlara odaklanmak. Bu sektörleri de “Enerji, otomotiv, dayanıklı tüketim ve finans” olarak belirledik.

Bu sektörlerdeki hemen hemen tüm şirketlerimiz, alanlarında Türkiye’de lider konumdadır. Hedefimiz, tamamını dünya ölçüsünde şirketler haline getirmektir. Birçoğu bu konuda şimdiden önemli mesafe kaydetmiştir.

-Peki diğer sektörlerdeki şirketler için ne düşünüyorsunuz?

Bunların dışında işlerimiz de elbette var olmaya devam edecekler. Kendi büyümelerini ve verimliliklerini artırmayı sürdürecekler. Ancak, holding kaynaklarını, odaklandığımız sektörlerdeki atılımlar için devreye sokacağız.

Divan’ın şehir otelciliğinde büyüme stratejisi, Tat’ın Urfa’da geliştirdiği domates üretim projesi, dört ana sektörümüz dışında gerçekleştirdiğimiz atılımlara örnektir.

Gerek odaklandığımız 4 sektörde, gerekse tüm diğer işlerimizdeki ortak pay; sürdürülebilir karlılık, verimlilik, şirket değeri artışı ve büyümeye verdiğimiz önemdir.

-Odaklanmanın parçalarından biri de Migros’un satışı… “Migros gibi Koç’la özdeşleşmiş bir devi neden satıyorsunuz?” diyenlere ne yanıt veriyorsunuz?

Geçtiğimiz 4-5 yıllık dönemde, Koç Holding, bir yandan hızlı bir büyüme gerçekleştirirken, diğer yandan da daha odaklı bir portföy yapısı oluşturmaya yöneldi. Bu stratejide geldiğimiz noktayı, ve diğer taraftan dünyadaki değişimi, içinde bulunduğumuz global rekabet ve fırsatlar ortamını değerlendirdik. Önümüzdeki dönemde karşımıza çıkacak fırsat ve tehditlere daha güçlü ve hızlı reaksiyon verme imkanına sahip olmamız gerektiği, bunun için kaynaklarımızı ve enerjimizi dört ana sektöre yoğunlaştırmamızın doğru olacağına karar verdik.

Yaptığımız değerlendirmeler sonucunda, yukarıda sıraladığım 4 ana sektörü belirledik. Bunlar topluluk neticeleri içerisinde zaten en yüksek paya sahip sektörlerdir. 2006 yılında konsolide ciromuzun yüzde 87’si, faaliyet karımızın yüzde 91’i, son 5 yıldaki büyümemizin yüzde 88’i bu 4 sektörden sağlanmıştır.

Almış olduğumuz bu kararın bir sonucu olarak da Migros’un satışı sürecini başlattık. Bu kararı, Migros’un topluluğumuzun en başarılı şirketlerinden birisi ve sektörün Türkiye’de tartışmasız lideri olmasına karşın aldık.

-Migros’un satışı sonrası ondan kaynaklanan ciro kaybını nerelerden telafi edeceksiniz?

Migros’un satışı dolayısı ile uğrayacağımız ciro kaybı, topluluğun bir yıllık organik büyümesi ile karşılayabileceği mertebededir. Gerek Migros, gerek diğer gerçekleştirdiğimiz şirket satışlarının etkisiyle, ciro büyümemiz önümüzdeki yıl bir miktar yavaşlayabilir. Ancak, gerek 4 ana sektörümüzün her birinde, gerek diğer işerimizde yurtiçi ve yurtdışı büyüme imkanları çok geniştir.

Örnek vermek gerekirse, dayanıklı tüketimde, özellikle Çin ve Amerika gibi yeni pazarlar da dahil olmak üzere yurtdışı büyüme potansiyeli var.

Enerjide ülkemizin büyüyen enerji ihtiyacı ve bunun getirdiği fırsatlar bulunuyor. Otomotivde ise yeni ihracat projeleri, iç pazarda büyüme beklentisi var. Bankacılıkta devreye aldığımız iddialı büyüme programına sahibiz.

Bu noktada şunun da altını çizmek isterim. Ana hedefimiz, karlılık ve verimliliğimizi artırmaktır. Yani hissedar değeri yaratmaktır. Ciro büyümesi bunun önemli bir aracıdır, başlı başına bir hedef değildir.

Migros’un arkasından Maret, Tat, Sütaş ve Koçtaş gibi şirketlerin satışı da söz konusu olur mu?

Biz gıda perakendeciliğinden söz ettik. Söz ettikleriniz perakendeci değil, perakendeci olan da gıda değil. Dolayısıyla şu an için söz konusu değil.

-2007 yılını tamamlamaya 1 ay kaldı. Koç Holding bu yılı nasıl tamamladı, gidişten memnun musunuz?

Şirketlerimiz 2007 yılının güçlüklerine karşın başarılı bir performans gösterdiler ve Topluluk olarak bütçe hedeflerimizi tutturduğumuzu, hatta birçok göstergede üzerine çıktığımızı söyleyebiliriz. Politik belirsizlikler, dönem dönem küçük boyutta da olsa piyasalardaki dalgalanmalar, içerisinde bulunduğumuz bazı sektörlerde iç talebi olumsuz etkiledi. Ancak, şirketlerimizin gerek iç piyasada, gerek uluslararası pazarlardaki performansları ve devreye alınan yeni projeler sayesinde, 2007 yılını çok olumlu neticelerle kapatacağımızı öngörüyoruz.

Kombine ciromuzun yüzde 11 artışla 56.4 milyar dolara (Yüzde 2 artışla 73.7 milyar YTL’ye) yükselmesini bekliyoruz. Konsolide ciromuz ise yüzde 12 artışla 38.6 milyar dolara (Yüzde 2 artışla 50.5 milyar YTL’ye) ulaşmaktadır. Bu sonuçlarda son 2 yılda portföyümüzden çıkan şirketlerin de etkisi vardır. Bu etki ayıklandığında büyüme oranları 2’şer puan daha yüksektir.

Yurtdışı satışlarımızın hızlı büyümesi de sürmektedir. İhracatımız yüzde 14 artışla 11.3 milyar dolar olarak gerçekleşmektedir.

Karlılıkta ise, ciro artışının çok daha üzerinde bir netice ile, kombine vergi öncesi karımızın yaklaşık 4.7 milyar dolar (6.1 milyar YTL) seviyesine ulaşmasını bekliyoruz, ki bu 2006’ya göre yüzde 60’ın (YTL bazında yüzde 50’nin) üzerinde bir artışa denk gelmektedir.

Doğal olarak yatırımlarımız da hız kesmiyor, yaklaşık yüzde 30 artışla 1.9 milyar dolara ulaşıyor.

Bu faaliyet performansının yanı sıra, 2007’nin holding olarak bazı önemli stratejik hamleleri de başarı ile gerçekleştirdiğimiz bir yıl olduğunu eklemek isterim.

-Yavaş yavaş 2008 yılı bütçeleri şekillenmeye başlamıştır. Gelecek yıl için ne öngörüyorsunuz? Büyüme, yeni yatırımlar… Holding’in öncelik listesinde gelecek yıl neler olacak?

İş birimlerimizin bütçe görüşmeleri devam ediyor. Dayanıklı Tüketim, Otomotiv ve Bankacılık’taki projeler, biraz önce ifade ettiğim stratejiler doğrultusunda gerçekleşecek. Buların dışında, Hamle/Beko Elektronik’in üretim tesislerinin yeniden yapılandırılması gündemde. Tüplü TV’den LCD/Plazma TV’lere geçiş süreci ile birlikte üretim ve depolama için fabrika alanı ihtiyacı da azaldı. Aynı zamanda fabrikamızın bulunduğu arazi değerlendi. Bu doğrultuda üretim tesisinin, mevcut arazinin farklı şekillerde değerlendirmesine de imkan sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılması gündeme alındı.

Aygaz ve Opet, pazar paylarını artırmaya yönelik yatırımlarını sürdürecekler. Tüpraş 2008 ortasında uygulamaya alınacak Euro IV ve 2009 başında devreye girecek Euro V normlarına uyum yatırımlarını tamamlayacak. Bu ayın (Kasım) başında İzmit’te devreye alınan motorin kükürt giderme ünitesi bunun önemli bir parçası.

RMK Marine’deki askeri gemi üretimi ve Otokar’daki yerli tank geliştirme projeleri de önümüzdeki yıl içerisinde hayata geçireceğimiz önemli projeler arasında yer alıyor.

Gündemimizde yer tutacak bir diğer önemli konu hiç şüphesiz Migros’un satış sürecinin tamamlanması olacak.

2008 yılında 1 milyar dolarlık yeni yatırım planınız olduğunu açıkladınız. Bu rakam doğru mu?

Çok daha yüksek, o 1 milyar dolarlık yatırım otomotivle ilgili sordukları bir soruydu. 2007 yılında 1.9 milyarlık bir yatırım gerçekleştirdik. 2008’de daha fazlası gerekecek. Daha bütçe çalışmaları devam ettiği için bir rakam veremem.

-Bir yandan şirket satıp, odaklanıyorsunuz. Diğer yandan şirket satın alma da yaptınız. Gelecekte yeni şirket satın almalar planlıyor musunuz?

Dört ana sektöre odaklanmayı hedeflediğimizi daha önce ifade etmiştim. Bu sektörlerdeki büyüme planlarımız dahilinde fırsatları izlemeye devam edeceğiz. Uygun şartlar oluşur ise, yeni şirket alımları gündeme gelebilir. Kaynaklarımızı odaklandığımız sektörlerdeki konumumuzu güçlendirmek için kullanmaya devam edeceğiz.

-Yabancılar gelip Türkiye’de yatırım yapıyor, şirket satın alıyor. Koç Holding de şirketleriyle bunu yaptı. Gelecekte bu konuda hareket bekleyebilir miyiz?

Önümüzdeki dönemde, faaliyetlerimizin bir parçası olarak şirket alımlarının gündeme gelmesi nasıl kaçınılmaz ise, şirket satışları da mutlaka gündeme gelecektir. Ülke ekonomisindeki olumlu gidiş ve beklentilerin etkisi ile de yabancı yatırım girişi son yıllarda artış göstermiş, şirket alımlarının büyük çoğunluğu yabancı yatırımcılar tarafından gerçekleştirilmiştir. İfade ettiğiniz gibi, bizim son dönemde gerçekleştirdiğimiz bir çok işlemde de böyle olmuştur.

Türkiye’nin hızlı büyümesi için gerekli finansal kaynaklar ülke içerisinde yeterli seviyede mevcut değildir. Yabancı sermayenin girişindeki artış bu nedenle olumlu ve sevindirici bir gelişmedir. Yabancı sermaye girişinin ağırlıklı olarak sıfırdan yatırımlara yönelmesi durumunda, ekonomimize daha da büyük fayda sağlayacağı kanaatindeyim.

-Şu anda faaliyette bulunmadığımız yeni bir sektöre girme planı var mı?

Yukarıda size odaklanma stratejimizden söz ettim. Ancak, stratejiler de şartlar doğrultusunda değişebilir. Çeşitli yollarla karşımıza çıkan fırsatları izliyor ve değerlendiriyoruz. Bunlar özelleştirmeler, mevcut faaliyetlerimizle ilişkili yeni alanlar, ülkemize gelmek isteyen yabancı yatırımcılar tarafından gündeme getirilen işbirliği önerileri veya diğer şekillerde karşımıza çıktığında, değerlendirmeye alınıyor.

Şu anda yeni bir sektöre girme konusunda alınmış bir karar yok. Ancak bu, gelecekte de olmayacağı anlamına gelmiyor elbette.

-Koç Holding’in CEO’su olarak gelecek için ne gibi planlar yapıyorsunuz. Örneğin Koç Holding’i, dünyanın en büyükleri arasında ne zaman göreceğiz?

Aslında şu anda da en büyükler arasında yer alıyoruz. Dünyanın en büyük 190’ıncı şirketiyiz.

Peki, 100’ncü sırada ne zaman olacaksınız?

100’üncü sırada olmak demek, 60 milyar dolar konsolide ciroyu geçmek anlamına geliyor. Biz böyle bir potansiyele sahibiz. Devamlı sıçramak güzel bir şey, ama bence sıçradıktan sonra sağlıklı duruma gelebilmek önemli. Her sıçramanın ardından kendimize çeki düzen verip, yeniden şekillendirip, gücümüzü toplayıp başka bir sıçrama yapmamız lazım.

Zaten sıçramalı büyümek için fırsatlar varsa, değerlendirmek için devamlı çalışma halindeyiz. Bu fırsatlar karşımıza çıkarsa, süre vermek de mümkün değil. Çünkü, bunlar bizim kontrolümüzde olan gelişmeler değil. Ama karşımıza çıkarsa ciddi bir şekilde değerlendiririz.



Kısa vadede gelmek istediğiniz bir büyüklük yok mu?
Odaklandığımız konular var. Bence daha sağlıklı olanı da bu. Dört ana sektörü seçtik, bunlara odaklandık. Bunlarda devamlı büyümeyi istiyoruz. Elimizdeki potansiyelleri de bunların büyümesi için kullanacağız. Bu organik büyümenin yanında sıçramalı büyüme anlamına da gelir. Ama sıçramalı büyümeyi temin edebilmek fırsatların çıkmasına bağlı.

2010-2020 ana planınız nedir?

Karlılığımızı ve ciromuzu devamlı geliştirmek çabası içindeyiz. Geliştirmek önemli bir şey ama bunun devamlılığını sağlayabilmek daha da önemli. Dolayısıyla ana hedeflerimizden bir tanesi karlılığımızda, dağıttığımız temettülerde ve büyüme potansiyellerinde devamlılığı sağlayabilmek. Yoğunlaştığımız nokta bu.

4 Büyük Şirketin Yeni Hedefleri

Arçelik
Saydığınız şirketlerin her birinin farklı büyüme modelleri var. Örneğin, Arçelik iç piyasada pazar büyümesi doğrultusunda bir büyüme hedeflerken, yurtdışında mevcut pazarlarda penetrasyonunu artırmak ve Çin, Amerika gibi yeni pazarlara girerek hızlı büyüme stratejisi uyguluyor. Şirketimiz bu stratejisiyle, bir dünya şirketi olmak yolunda hızlı adımlarla ilerliyor.

Ford Otosan Ve Tofaş
Ford Otosan ve Tofaş, ortaklarımız Ford ve Fiat için en verimli ve vazgeçilmez üretim merkezleri konumundadır. Bu özelliklerini sadece kaliteli ve düşük maliyetli üretim yeteneklerine değil; gururla söyleyebilirim ki araştırma ve ürün geliştirme yeteneklerine de borçludurlar. Önümüzdeki dönemde hem iç piyasada, hem yeni ihracat projeleri ile yurtdışında büyümelerini sürdürecekler. Tofaş Minicargo projesinde Türkiye ve İtalya lansmanını bu yıl sonundan önce, Avrupa’nın geri kalanında ise 2008’in ilk aylarında gerçekleştirecek. Ford Otosan yıllık üretim kapasitesini geçtiğimiz ay (Ekim) içerisinde 300 bin araca yükseltti. Önümüzdeki yıl verimlilik artışları ile bu seviyenin de üzerine çıkmayı hedefliyor.

Yapı Kredi
Bankacılığın tüm alanlarında lider olmayı hedefleyen Yapı Kredi ise, şube sayısını 2009 sonunda 1000 adede ulaştırmayı ve tüm ürünlerde payı artışını devam ettirmeyi hedefleyen iddialı bir büyüme programını uygulamaya koydu.

“Orta Düzey Yönetici Geliştirme Konusuna Odaklanmak İstiyoruz”

Koç Holding önümüzdeki günlerde stratejik yönetim, yönetici yetiştirme, İK yönetimi gibi konularda yeni yaklaşımlar benimseyecek mi?

Üzerinde devamlı çalıştığımız konulardan biri orta kademe yöneticilerimizin gelişimi konusu. Bu konuya katkıda bulunmak gayreti içindeyiz. Orta düzey yöneticilerin kısa dönem şok kurslarla hem kendilerini hem dünya vizyonlarını hem de iş konularındaki bilgi birikimlerini geliştirmeye çalışıyoruz. Bu muhtemelen yurtdışındaki kısa süreli eğitimlerle de olabilir. Üzerinde çalışılan bir program var. Ancak, henüz sonuçlanmış değil. Detayını vermem de mümkün değil. Ama çalışmalarımız sürüyor. Biz sadece en tercih edilen kurum olarak kalmayı prensip edinmedik, devamlılığı da öngörüyoruz. Çalışanlarımızın sürekliliğini sağlayabilmek için de motivasyonlu bir şekilde gelişmelerini yakından takip ediyoruz.

“Hedefimiz Yurtdışı Ciromuzu Yüzde 35 Düzeyine Çekmek”

Şu anda cironuzun yüzde kaçı yurtdışından geliyor?
Yüzde 30 civarında. Bu yüzde 50’ye yakın bir ciroydu. Fakat yeni satın almalarla büyümemiz yurtiçi ağırlıklı olduğu için bu oran şu an için geriye doğru gitti. Ama bunu yükseltebilmek için çaba içinde olacağız.

Hedef nedir?
Önümüzdeki 3 yıl içinde yüzde 35’e çekmek.

Yurtdışında büyüme konusundaki planınız nedir? Nasıl bir büyüme gerçekleştirmek istiyorsunuz?

Ciromuzun önemli bir kısmını yurtdışından gelsin arzu ediyoruz. Dolayısıyla ileriye dönük hedeflerimizde yurtdışının önemi artacak.

“Sosyal Konulara Yaklaşımımız, Koç’u Diğer Kurumlardan Ayırıyor”

Kurumsal Vatandaşlık
Koç Topluluğu’nu diğer kuruluşlardan ayıran birçok özellik var. Sosyal konulara yönelik yaklaşımımız, samimiyetimiz ve verdiğimiz destek bunların başında geliyor. Kurucumuz Vehbi Koç’un ilkeleri doğrultusunda yalnızca ticari başarı değil, günümüz terminolojisini kullanacak olursak, “kurumsal vatandaşlık” alanında da örnek ve öncü bir rol üstleniyoruz.

1 Milyar Dolarlık Vakıf
Sosyal amaçlı faaliyetlerimizin önemli bölümü Vehbi Koç Vakfı, Rahmi M. Koç müzecilik ve kültür vakfı ve Suna – İnan Kıraç Vakfı aracılığıyla gerçekleşiyor.

1969 yılında kurulan, kuruluşunu izleyen ilk yıllarda ağırlıklı olarak devlet kurumlarına destek sağlayan Vehbi Koç Vakfı, 1980’li yıllardan itibaren kendi kurumları aracılığıyla ülkemizde birçok ilki gerçekleştirdi. Vehbi Koç Vakfı 1 milyar doları aşan mal varlığı ile Avrupa’nın en önemli vakıfları arasında yer alıyor.

Dünya Çapında Ödül
Koç Üniversitesi, Amerikan Hastanesi, Sadberk Hanım Müzesi, Rahmi M. Koç Müzesi, Pera Müzesi, Koç Özel İlköğretim Okulu ve Lisesi, Üniversite bünyesinde faaliyet gösteren Hemşirelik Yüksek Okulu, Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü gibi kurumlar kendi alanlarında çok önemli başarılara imza attılar. Kültürel mirasımıza sahip çıkma çabamız tüm dünyanın takdirini kazanıyor. Gerçekleştirdiğimiz tüm çalışmalar neticesinde Koç Ailesi ekim ayında World Monument Fund tarafından Hadrian Award ile ödüllendirildi.

Meslek Liseleri
“Meslek Lisesi Memleket Meselesi” ikinci yılına giriyor. Mustafa Koç’un başlattığı projemiz, bu sene topluluk çalışanlarımızın da gönüllü katılımı ile bir diğer boyuta daha kavuştu. Bu seneki 2000 bursiyerimizi Koç Topluluğu çalışanları, Holding ve Vakıf ekibi, birlikte seçiyorlar. Daha sonrasında da gençlerimize kişisel gelişim konusunda destek vermeye devam edecekler. Projemiz ile 8.000 öğrenciye dört yıllık lise öğrenimleri boyunca burs vermeyi, staj imkânı sağlamayı ve olanaklar ölçüsünde mezuniyet sonrasında istihdam imkanı oluşturmayı hedefliyoruz.

Küresel İlkeler
Kurumsal vatandaşlık yaklaşımını tüm boyutları ile sistemli bir çerçeve içinde uygulayabilmek için, yönetim kurulu başkanımız Mustafa V. Koç önderliğinde Küresel İlkeler Sözleşmesi’ne imza koyduk. Bu konunun ülke gündemine taşınmasına katkıda bulunmayı hedefledik. Bugün ülkemizdeki Küresel İlkeler Sözleşmesine imza atan kuruluş sayısı 100’ü aştı.

Vehbi Koç, Mektubunda Bulgurlu’yu Nasıl Uyarmıştı?

CEO olduktan sonra çalışma saatlerinizde nasıl bir değişim yaşandı?

Çalışma saatim hiçbir zaman belli değildi. Seyahat ve işlerimin ağırlığına göre ortalama çalışma sürem değişiyor. Ama normal olarak sabah 8 sıralarında geliyorum, akşam işlerim bitene kadar da buradayım.

İşler yoğun olduğu zaman işe daha erken gelmeye gayret ederim. Sabah erken saatlerde işe gelmek, daha yoğunlaşmadan düşünüp, karar verme aşamasındaki işlere daha fazla ayırmayı ve rahatsız edilmeden işleri tamamlama imkanını sağlıyor. Akşam saatlerinde çıkışım ise toplantıların bitişine bağlı. Günlük rutinleşmiş işlerin yetişip yetişmediğine bağlı olarak geç saate kadar kaldığım da çok sık olur.

Toplulukta kaç yıl oldu?
29 yıl oldu.

Vehbi Bey’le çalıştınız, onunla çalışmanın size temel öğretisi ne oldu? Bir anınız var mı? Anılardan aklımda en çok kalanı şu, ki mektubunu da hala saklarım. Ben kilosu fazla bir insanım her zaman da biraz fazla kilom vardı. Yazdığı bir yazısında, “Çok çalışıyorsun, mühim işler de yapıyorsun. Ama kilona mutlaka dikkat et. İlerde sağlığın bozulur. Sağlığın bozulursa bu kadar verimli olamazsın” diyor.

Tüpraş’ta Yeni Hedef Ne?
Tüpraş’ın Koç kültürüne süratle adapte olduğunu söyleyebiliriz. Tüpraş kamu şirketi iken de son derece iyi idare edilmiş, rasyonel yatırımlar gerçekleştirilmiş. Uzun süren özelleştirme sürecinin de, yönetim kadrolarının kendilerini geliştirmesine olumlu etkisi olmuş.
Şirketi devraldıktan sonra, kısıtlı sayıda pozisyona topluluk içerisinden yeni atamalar gerçekleştirdik. Bunların içerisinde önceden Tüpraş’ta görev yapmış olan arkadaşlarımız da vardı. Sonuçta her açıdan başarılı bir geçiş oldu.

Tüpraş önümüzdeki dönemde verimlilik artışına yönelik yatırımlarına hız verecek. Rafinerilerin verimliliği “Nelson Kompleksitesi” denen gösterge ile ölçülmektedir. Bu gösterge ne kadar yüksek ise, bir birim ham petrolden, o kadar daha yüksek değerli nihai ürünler üretilebiliyor demektir. Tüpraş’ın kompleksite göstergesi, satın aldığımızda 6.43 idi. Yaptığımız yatırımlarla bunu 7.08 seviyesine yükselttik. Bu oran 5.95 olan Akdeniz rafinerileri ortalamasının oldukça üzerindedir. Ancak, bunu yatırımlarla daha da yüksek seviyelere çekmek mümkündür. Tüpraş’ın hedefi, bu yönde yatırımlar ile verimliliği, karlılığı ve ülke ekonomisine katkısını artırmaktır.

Ayrıca yaptığımız tüm yatırımların çevre açısından da önemli kazanımlar sağladığını eklemek isterim.




Garantili liderlik dersleri!
Akıl hocam ne derdi?
Stratejiye zaman yok
Red Kit Gibiyim
Çalışanı İyi Olanlar Ayakta Kalabilecek
Haber : Capital Online / 01 Aralık 2007 Cumartes
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://dessas.yetkinforum.com
 
“Dört Sektörde Global Şirket Yaratacağız”
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» En Hızlı 25 Şirket
» Anonim şirket
» Reklama Yeni Şirket Yağıyor
» En Yüksek Performans Sergileyen 50 Şirket
» GÜNÜN ÖNEMLİ ŞİRKET HABERLERİ

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
HERSEY BURDA :: SORU - CEVAP - EN EŞKİ SÖZLÜK :: İŞ - EKONOMİNİN EN EKŞİ SORULARI-
Buraya geçin: