Sana Patentli Meyve Çeşitlerinin Dünya Meyveciliğindeki Yeri ve Türk Meyve Tarımına Katkı Potansiyeli
Uluslararası alanda bir bitki ıslahçısının ana hedeflerinden birisi ıslah ettiği bitki türünde, istenen olumlu özelliklerin olabildiğince en üst düzeyde bir araya gelmesini sağlamaktır. İstenen olumlu özellikler çevresel koşullar, araştırıcı, yetiştirici ve tüketici gibi üretim, arz, talep zincirinin halkalarını oluşturan ögelerce belirlenmektedir. Konu sektörel yönden değerlendirildiğinde bir ürünün olumsuz koşullara (don, susuzluk, toprak kireci, hastalık ve zararlılar vb.) toleransının, buna ilaveten sonuç olarak verimlilik ve kalitesinin yüksek olması istenen olumlu özelliklerin başında gelmektedir. Bu gibi özellikleri, ıslah edilen bir bitki türü veya çeşidinde bir araya getirmek meyvecilik yönünden ele alındığında ıslahçının yıllarını alan uzun süreli bir çalışma dönemi sonunda ortaya konan bir faaliyettir. Islah süreci sonunda ortaya çıkması olası üstün niteliklere sahip tür veya çeşitler uluslararası alanda, ortaya konan bu uzun süreli emeğin korunması amacı ile “Bitki Islahçı Haklarının Korunumu Yasaları” ve “Patent Hakları Yasaları” gibi düzenlemelerle koruma altına alınmaktadır. Bu korumanın gerekliliklerine göre uzun süreli çalışmalar sonucunda ortaya konan bir bitki materyalinin (meyvecilik yönü ile değerlendirildiğinde bir meyve çeşidi veya anacı) üretim hakkı ancak o materyali ıslah eden kişi veya kuruluş ile sağlanacak mutabakat sonucunda ikinci kişi veya kuruluşlara tanınan ayrıcalıklı bir haktır. Bu mutabakatın sağlanmasında etkili olan kriterler söz konusu bir ürünün üretim ve dağıtım hakkını talep eden kişi veya kuruluşun uluslararası alanda güvenilirliği, sözkonusu kişi veya kuruluşun ülkesinin UPOV (International Union for the Protection of New Varieties of Plants Uluslararası Yeni Bitki Çeşitlerini Koruma Birliği)'a üyeliği ve bu ülkede “Bitki Islahçı Haklarını Koruma Yasası” olup olmadığı gibi konulardır. Yakın dönemde Tarım Bakanlığımızca ortaya konarak meclisimizde kabul edilen “Bitki Islahçı Hakları” yasası bu bakımdan dünyadaki üstün nitelikli meyve tür ve çeşitlerinin ülkemize girişini kolaylaştırıcı bir gelişme olmuştur.
Dış satımda da talep gören bu çeşitlerin dış pazarlara pazarlanabilmesindeki koşul, ıslahçısı ile mutabakat sağlamaktan geçmektedir. Bugün dış pazarlarda yoğun talep gören bazı elma, kiraz, üzüm, erik, nektarin, kayısı çeşitleri bu konuya örnek olarak verilebilir.
Ana işi yaş meyve ihracatı olan ALARA Tarım Ürünleri San. Tic. A.Ş. tarafından ortaya konan ve toplamda kiraz ihracatımızın önemli oranda arttırılmasının hedeflendiği “Entegrasyon Projesinin” önemli halkalarından biri olan bodur ve yarıbodur anaçlı fidanlarla modern kiraz yetiştiriciliği projesinde bu anaçların “dünya üzerindeki üretim ve satışı” haklarını elinde bulunduran Almanya merkezli CDB (Consortium Deutscher Baumschulen GmbH) ile sağlanan mutabakat sonucunda ALARA'ya verilmiştir. Türkiye içinde bu hakka sahip başka bir kuruluş yoktur. Buna ilaveten Tarım Bakanlığımıza yapılan GiselA 5 bodur anacının Üretim İzni Başvurusu 9 Nisan 2004 tarihinde Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkezi Müdürlüğünde toplanan “Meyve Tescil Komite” toplantısında görüşülerek ALARA Tarım Ürünleri San. Tic. A.Ş.'ye verilmiştir. Patent ve üretim izni hakkına sahip olmaksızın ithalat, üretim ve dağıtım yapacak sahte ve taklitçi kuruluşları ulusal ve uluslararası alanda oldukça ağır cezai yükümlülükler beklemektedir. Kurallara uygun bir biçimde üretilmeyen fidanlardan kaynaklanacak her türlü cezai işlemin öncelikli sorumlusu fidanı üreten kuruluş olacaktır.
Ülkemizde son dönemde yapılan düzenlemelerle önümüzdeki dönemde yetiştiriciliği yapılabilecek üstün nitelikli yeni çeşitler meyve tarımımıza ve dış satımımıza önemli katkılar sağlayacaktır.
Uluslararası alanda bir bitki ıslahçısının ana hedeflerinden birisi ıslah ettiği bitki türünde, istenen olumlu özelliklerin olabildiğince en