İhracat krizi,liste formülüyle aşıldı
Yaş sebze ve meyve ihracatında 2005 ve 2008 yıllarında zirai ilaç kalıntısı nedeniyle iki kez kriz yaşayan Rusya ve Türkiye, bu krizi liste formülüyle çözdü.
Haber : Burcu Tuvay / 19 Temmuz 2009 Pazar
Rusya ile Türkiye arasında ‘gelgit’lerle dolu yaş sebze-meyve ihracatında nihayet mutlu sona ulaşıldı. Bundan tam dört yıl önce Akdeniz sineği yüzünden yaş sebze ve meyve ihracatının durma noktasına gelindiği Rusya ile benzer bir kriz geçen yıl bir kez daha patlak vermişti. Bunun üzerine iki taraf da kalıcı çözüm formülleri arayışı içerisine girdi.
İki taraf bürokratlarının uzun süreli çalışmasının ardından nihayet çözüm formülleri üzerinde mutabakat sağlandı. Geçtiğimiz günlerde Türkiye’den yaş sebze ve meyve ihracatı yapan tüm şirketlerin listesini isteyen Rusya, listedeki yaklaşık 650 şirketin ihracat akreditasyonunu yaparak karşı lıklı denetimlerle hatalı ürün riskini en aza indirecek bir formülü uygulamaya koydu. Bu formülle, Rusya ve Türkiye arasında belirli dönemde patlak veren ‘ihracat krizi’nin yerini karşı lıklı işbirliğine bırakacağı yorumu yapılıyor.
Uzun yıllar boyunca yaş meyve ve sebzede Türkiye’nin geleneksel ihracat pazarı Avrupa Birliği (AB) yerini son yıllarda Rusya’ya bırakmış durumda. Türkiye’nin 2008 yılında yaptığı yaş meyve-sebze ihracatı, üç milyar dolar. Yalnız Rusya’ya yapılan ihracat ise 660 milyon dolar seviyelerinde. Türkiye’nin toplam yaş sebze-meyve ihracatının yüzde 20’den fazlasını Rusya pazarı oluşturuyor. Rusya’da yaş meyve ve sebze üretimi yetersiz olduğu için tüketimin büyük bölümü ithal ediliyor. Bunda Rusya’da seracılığın gelişmemesi ve kışın üretimin olmaması da etkili. Rusya yaş sebzeyi dokuz ay, meyveyi ise 12 ay ithal ediyor. Ancak bu ikili ilişki, zaman zaman krize dönüşebiliyor.
20 şirket istedi
2005 yılında ihraç edilen yaş meyve-sebze ürünlerinde Akdeniz sineği bulunduğuna ilişkin iddiaları sektörde Rusya ile Türkiye arasındaki ilk ciddi krizi oluşturdu. Rusya'nın ihracat kapılarını kapatma tehdidiyle karşı karşıya kalan Türkiye, çözümü ihracatta her parti ürüne analiz zorunluluğu getirmekte bulmuştu. Dış Ticaret Müsteşarlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ve sektör örgütlerinin aldığı ortak karar sonrasında, ihracatçılar, Zirai Karantina Belgesi'ne ek olarak bağlı bulundukları il tarım müdürlüklerinden analiz raporu ve Gıda Güvenliği Sağlık Sertifikası almakla yükümlü kılındı. Üç yıl sonra yani 2008’de ise yine Rusya ile yaş meyve ve sebzede ciddi bir krizin eşiğine gelinmişti. Rusya Bitki Koruma Dairesi, zirai ilaç kalıntısı nedeniyle Türkiye’den domates, patlıcan, patates, üzüm ve limon ithalatını durduracağı haberleri üzerine Türk ihracatçıları arasında büyük endişe yaşanmıştı.
Haksız rekabet tepkisi
Rusya bazı mallarda yaptığı analizlerde tarımsal ilaç kalıntılarının kendi belirlediği limitin üstünde kaldığını ve bu nedenle karantina, ilaç kullanımı gibi ihracatla ilgili tüm teknik konularını kayıt altına alması konusunda ki talebini Tarım Bakanlığı’na iletti. Bunun üzerine ihracatçı birlikleri ve Tarım Bakanlığı bu kriterlere uymayan şirketlerin üç ve altı aylık periyotlar halinde yakından takip edilmesini teklif etti. Rusya Tarım Bakanlığı ise ihracat konusunda akredite olmuş ve son iki yılda Rusya’ya ihracat yapan 20 büyük şirket dışında hiçbir şirketin ihracat yapamayacağını bildirdi. Bu karara karşı çıkan Türk tarafı ndan ise “Bu karar, bundan sonra Rusya’ya sebze ve meyve ihracatı yapmak isteyen şirketler açısından haksız rekabet yaratı r” tepkisi geldi.
Bürokratik engel kalktı
İki ülke arasında yapılan karşılıklı görüşmeler sonucunda bugüne kadar Rusya’ya sebze-meyve ihracatı yapan tüm şirketlerin listesi gönderildi. Soruna bu şekilde çözüm getirdiklerini söyleyen İstanbul Yaş Meyve-Sebze İhracatçı lar Birliği Başkanı Latif Ünal, böylece haksız rekabeti önlediklerini belirtiyor. Rusya ile bu konuyla ilgili sıkıntının ortadan kalktığını vurgulayan Ünal, bu formülle Türkiye’nin artı k bürokratik bir probleminin kalmadığı nı kaydediyor. Türkiye’de tarımsal üretimin Tarım Bakanlığı’nın denetimi altında yapıldığını ifade eden Ünal, münferit olaylar dışında “İhracatı n kontrolü çok daha rahat. Zaten Rusya’ya ihracat yapmak istediğinizde üründen bir miktar numune Rusya Tarım Bakanlığı’na gönderiliyor ve gerekli analizleri yapılıyor. Bir sonraki sefer yine aynı işlemlere tabi tutuluyor” diyor.