En büyük 500
Sektör verileri yerinde sayıyor
27.07.2005 | Anadolu Basın Merkezi | Haber
ARAÇLAR
* Yorum Yaz yorum yaz
* Favorilerime Ekle favorilerime ekle
* Yazdır haberi yazdır
* Arkadaşıma Gönder arkadaşıma gonder
* Yazı BoyutuKüçült & Büyült
*
Deri sektörü, 2004 yılını 1 milyar 39 milyon dolar değerinde ihracat ile 2003 yılına kıyasla yüzde 2.3 artış kaydederek kapattı. 2005 yılı Temmuz ayına kadar olan sürede ise
2004 yılının aynı dönemi ile karşılaştırıldığında ihracatta yüzde 1 azalma kaydedildi. Deri işleme tesislerinin yüzde 40'ı üretimi durdurmuş durumda, çalışan işletmeler ise düşük kapasite ile üretime devam ediyor. Ayakkabı, konfeksiyon ve saraciyede de durum farklı değil. Ayakkabı ve saraciyede ithalattan kaynaklanan bir azalış gözlenirken, kapasite kullanım oranlarında da azalma kaydedildi.
Her ne kadar 2004 yılını ihracat açısından kayıpla kapatmamış olsak da ihracat artış hızı çok tatminkar değil, aynı şekilde 2005 yılı ilk 7 aylık verilerini de incelediğimiz zaman da tabloda herhangi bir değişikliğin olmadığı görülebiliyor. Bavul ticareti kayıtlı ihracatımızın 1.5 katı civarında ve Rusya Federasyonu'nun aldığı tedbirler nedeniyle bavul ticaretindeki azalma yüzde 30 seviyelerinde. Sektör teknoloji ve yatırım geliştirme çalışmaları çerçevesinde miktar artış bazlı değil de kalite çıtasını yükseltme yönünde büyük çaba sarfediyor. Türk Deri sektörü ürettiği ürünlerin kalitesi bakımından kendisini dünya ölçeğinde kanıtlamış bir sektördür.
Deri ülkesi olarak bilinen birçok ülke ile bugün kalite safhasında rekabet edebilir bir düzeye eriştik, bu noktadan sonra ise kendi kalite çıtamızı daha da yukarılara çekmeye çalışıyoruz. Hatta Türkiye Deri Sanayicileri Derneği olarak bünyemizde bir "Akredite Laboratuar" kuruluş çalışması başlattık. Amacımız, sanayicilerimizin ihraç ürünlerinde istenen bazı test ve analizleri de yurtdışına göndermeye gerek kalmadan yerinde yapmak. Ancak üzüldüğümüz nokta ise bu çalışmaların yukarıda çizdiğimiz 2004 ve 2005 tablosunu etkilememesi, genel ve özel ekonomik çerçevede sıkıntılı günlerin devam etmesidir. Ulusal paramızın dolar karşısındaki aşırı değerli durumu ihracatı zorlaştırırken ithalatı teşvik ediyor. YTL dolar karşısında yüzde 30 değerli. Dolar kuru 2001 yılı ile aynı seviyelerde seyrederken, bu dönem zarfında dolar bazında üretim girdilerimiz yüzde 38 artmış durumda.
Hammadde darboğazı
Üretiminin yüzde 80'nini ihraç eden deri sektörü ulusal paranın değerli olması nedeniyle Uzakdoğu ile fiyat rekabetine giremiyor. Rakiplerimizle aynı pazarlarda mücadele ediyoruz ama enerji, vergi yükü, kredi faizleri v.b. kalemlerde rakiplerimize kıyasla daha yüksek maliyetlerle erişebiliyoruz. Gerek Avrupa Birliği üyesi ülkeleri olsun gerekse Uzakdoğu ülkeleri olsun onlar destek ve teşvikler çerçevesinde üretimlerini sürdürürken aynı rekabet koşullarında biz onların birkaç adım gerisinden başlıyoruz. Deri sektörünün ham maddesi olan ham deri ihtiyacı, istenen kalite ve miktarda yurtiçinden elde edilemediği için ithal edilmek suretiyle karşılanıyor. Ancak son dönemlerde ham deri ithal edilen ülkelerin ham deri çıkışına kısıtlama veya yasak getirmesi deri sektörünün hammadde darboğazına girmesine sebep oldu. Ham deri çıkışını yasaklayan ülkeler bunun yerine kromlu derinin ülke dışına çıkarılmasına izin veriliyor.
Ancak deri sektörünün temel girdisi niteliğinde olan kromlu deriden alınan yüzde 18'lik KDV oranı yine sektöre ek maliyetler getiriyor ve artan rekabet koşulları ortamında rekabetçi yapısının zayıflamasına neden oluyor. Küçükbaş hayvanlardan elde edilen pikle deri nitelik olarak nasılsa büyükbaş hayvanlardan elde edilen ham derilerinde belirli bir proses sonrası kromlu olarak elde edilmesi de nitelik olarak aynı özelliklere sahiptir. Dolayısıyla küçükbaş pikle derideki gibi büyükbaş kromlu deriden alınan KDV oranının yüzde 1'e düşürülmesi deri sanayinin nefes almasını ve daha uygun koşullarda hammadde temin etmesini sağlayacaktır.