Yazılım Sektörünün Temel Sorunları Neler?
Yazılım sektörünün en büyük sorunlardan biri kopya yazılım, diğer bir ifadeyle “korsan yazılımlar”. Yazılım ürünlerinin doğası gereği kolaylıkla taşınabilmesi, kopyalanabilmesi, aktarılabilmesi gibi özellikleri, korsan yazılım yapımını kolay hale getiriyor.
Sektördeki korsan yazılımların çok büyük miktarlara ulaşması kayıt dışı ekonomiyi büyütüyor, ulusal ekonomi açısından da büyük vergi kayıplarına yol açıyor. Tabii korsan yazılım, yalnızca Türkiye’ye özgü bir sorun değil. Dünyada kullanılan yazılımın yüzde 66’lık bir bölümü korsan yazılım olduğu tahmin ediliyor. Yazılım korsanlığı, genellikle gelişmekte olan ülkelerde görülüyor. Çin yüzde 92, Ukrayna yüzde 91, Endonezya yüzde 88, Rusya yüzde 87 ile yazılım korsanlığının en çok yapıldığı ülkelerin başında geliyor.
Yazılım korsanlığının en az olduğu ülke ise yüzde 22 ile ABD. Yeni Zelanda yüzde 23, Danimarka yüzde 26, Avusturya ve İsveç yüzde 27 ile yazılım korsanlığının en az yapıldığı diğer ülkeler. Yazılım korsanlığında ilgi çeken nokta, korsanlığın gelişmiş ülkelerde az, gelişmiş ülkelerde daha yüksek olması. Bu, esasında gelişmiş ülkelerde yasal çerçevenin sağlamlığından ve uluslararası kurallara uyumdan kaynaklanıyor.
Telif hakları kanunu yazılım yapan şirketlerin bu ürünleri üzerindeki maddi ve manevi haklarını koruma altına alıyor. Türkiye, 5846 sayılı “Fikir ve Sanat Eserleri Hakkında Kanun”un yanı sıra, edebiyat ve sanat eserlerinin korunmasına ilişkin Bern Anlaşması’na taraf olmasıyla, Dünya Fikri Haklar Teşkilatını (WIPO) kuran sözleşme ve Ticaretle Bağlantılı Fikri Sınai Haklar Anlaşması (TRIPs) yazılım üretim ve ticaretiyle ilgili hakların korunmasında önemli güvenceler veriyor.
Türkiye’de 5846 sayılı kanun 21 Şubat 2001 tarihli yasayla koruma kapsamı genişletildi ve cezalar artırılarak caydırıcılık kazandırıldı. Lisanssız yazılımın çoğaltılması, yayılması, nakledilmesi, ticari mevkiye konulması, ayrıca Türk Ticaret Kanunu gereği haksız rekabet fiili ve suçu teşkil ediyor. Yine yazılım adı marka olarak tescilli ise fiil aynı zamanda “Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” hükümleri uyarınca da marka suçu teşkil ediyor.
Lisanssız satışın bir mahkeme kararı ile tespiti halinde alıcı ve satıcılar ayrıca vergi hukuk açısından "vergi kaçakçılığı’’ suçu ve cezaları ile karşı karşıya kalabiliyor. Kanunların genişletilmesi ile hapis ve yüksek miktarda ceza uygulaması caydırıcılık açısından da önem taşıyor.
Önemli kanunlar yapılmakla birlikte, asıl sorun bu kanunların uygulanması aşamasında ortaya çıkıyor. Kanunların çok sıkı uygulamasının yazılım korsanlığını engelleyebileceği ve yatırımcılar açısından ülkemizi cazip kılacağı düşünülüyor.
Kaynak: Bu yazı, Kolay İletişim tarafından, KobiFinans için, Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi’nin verilerinden yararlanılarak hazırlanmıştır.
www.igeme.org.tr