ENİ AİLE HUKUKUMUZ VE AİLE MAHKEMELERİ
Doç.Dr.Şükran Şıpka*
Yeni aile hukukumuz
1 Ocak 2002 de yürürlüğe giren 4721 sayılı yeni Türk Medeni Kanunu’nda, özellikle aile hukuku alanında reform niteliginde degisiklikler yapılmış ve öncelikle, “evlilik içinde eşlerin eşitliği” ilkesi getirilmiştir. Bu konuda Türk Anayasası’nın 41. maddede de 03.10.2001 tarih ve 4709 sayili yasa ile bir değişiklik yapılarak “..aile ...eşler arası eşitliğe dayanır” kuralı eklendi. Ayrıca yasal mal rejimi olan “mal ayrılığı” yerine, “edinilmiş mallara katılma rejimi” yasal mal rejimi olarak kabul edildi. Ancak bu rejim, Türk Medeni Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un’ m.10/I,c.1 hükmü geregince, kanunun yürürlüğe girmesinden önce kurulmuş olan evliliklere etkili sayılmadığından, 1 0cak 2002 tarihinden önce evlenmis olan eşler icin halen “mal ayrılığı” ve “edinilmiş mallara katılma” rejimi olmak üzere, iki ayrı rejim geçerlidir.
Yeni Türk Medenî Kanunu’nun aile hukuku alanındaki revizyonu ile, bir yandan aile içinde “eşlerin eşitliği” ilkesi getirilmeye çalışılmış, diğer yandan, “evlilik birliğinin huzuru, esenliği ve ekonomik geleceğini koruma” ilkesi çerçevesinde, kanun koyucunun ve hakimin aileye müdahalesi oldukça etkili bir biçimde düzenlenmiştir. Devletin, aile kurumunu hem anayasal, hem de yasalar çerçevesinde koruma görevi nedeniyle, bu müdahalenin haklılığı kabul edilmelidir.
Bu ilkeler doğrultusunda, yeni TMK ile birlikte, “evliliğin genel hükümleri” başlığı altında, m.185 vd. hükümleri, eşlerin HAK VE YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ emredici, fakat her iki eş için eşit kurallara bağlamıştır. Bu düzenlemeler ve devamı maddeler ile birlikte “evlilik birliği” ön plana çıkmış ve hakimin evlilik birliğinin korunması amacıyla müdahelesi de, TMK.m.195,196,197,198 ve 199 hükümleri ile, etkili bir şekilde kabul edilmiştir.
Eşlerin bazı malvarlıkları üzerindeki tasarruf işlemleri, (örneğin; aile konutu ile ilgili olarak m.194 ve eşlerin müşterek mülkiyetindeki payları üzerinde m.223/II kuralı) diğer eşin rızasına bağlanmış ve böylece her iki eş için geçerli olabilecek “işlem ehliyeti kısıtlamaları” getirilmiştir.
Ayrıca boşanma davalarında da MK.m.169 uyarınca “geçici önlemler” başlığı altında, hakimin alacağı tedbirler ile, m.170 vd. gereğince “ayrılık kararı” ve buna ilişkin tedbirlerle ilgili olarak hakime geniş takdir yetkisi tanınmıştır.
Nihayet, yeni Kanun ile yasal mal rejimi olarak benimsenen, “edinilmiş mallara katılma rejimi“ içerisindeki hükümler çok ayrıntılı ve bazı teknik kurallar(mal rejiminin tasfiyesi gibi) içermektedir. Ayrıca, İsviçre’den farklı olarak bizde -bu mal rejiminin genel amacına aykırı bir şekilde-, m. 236/II ile, “zina veya hayata kast nedeniyle boşanma” halinde, hakime mal rejiminden doğan pay oranını azaltma ya da tamamen kaldırma yönünde takdir yetkisi verilmiştir.
* Medenî Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Aile mahkemeleri
İste tüm bu esaslı degisiklikleri amacına uygun olarak uygulamak üzere, bir ihtisas mahkemesi olan “AİLE MAHKEMELERİ” nin kuruluşuna ilişkin olarak 4787 sayılı ve “Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun” başlığı altında 09.01.2003 tarihinde kabul edilen bu kanun, 18.01.2003 tarihinde de yürürlüge girmistir .
Bu Kanun’un bazı maddeleri 14.4.2004 t, 5133 sayılı Kanun ile değiştirilmiştir. Söz konusu 4787 sayılı Kanun’un son hali aşağıdadır:
AİLE MAHKEMELERİNİN KURULUŞ, GÖREV VE
YARGILAMA USULLERİNE DAİR KANUN
Kanun No. 4787
Kabul Tarihi : 9.1.2003
Amaç ve kapsam
MADDE 1. - Bu Kanunun amacı, aile mahkemelerinin kuruluş, görev ve yargılama usullerini düzenlemektir.
Bu Kanun, aile hukukundan doğan dava ve işleri görmek üzere kurulan aile mahkemelerine dair hükümleri kapsar.
Aile mahkemelerinin kuruluşu
MADDE 2. - Aile mahkemeleri, Adalet Bakanlığınca Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak her ilde ve merkez nüfusu yüzbinin üzerindeki her ilçede, tek hakimli ve asliye mahkemesi derecesinde olmak üzere kurulur. Aile mahkemelerinin yargı çevresi, kurulduğu il ve ilçenin mülki sınırlarıyla belirlenir. Ancak yargı çevresi, Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca değiştirilebilir.
Gerektiğinde birinci fıkradaki usule göre bir yerdeki aile mahkemesinin birden çok dairesi kurulabilir. Bu durumda daireler numaralandırılır.Aile mahkemesi kurulamayan yerlerde bu Kanun kapsamına giren dava ve işlere, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemesince bakılır.
Aile mahkemelerinde bir yazı işleri müdürü ile yeteri kadar personel bulunur.
Aile mahkemeleri hakimlerinin nitelikleri ve atanmaları
MADDE 3. - Aile mahkemelerine, atanacakları bölgeye veya bir alt bölgeye hak kazanmış, adli yargıda görevli, tercihan evli ve çocuk sahibi, otuz yaşını doldurmuş (14.4.2004 t, 5133 sk.ile değişik) ve aile hukuku alanında lisansüstü eğitim yapmış olan hakimler arasından Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca atama yapılır.
Aile mahkemelerinin görevleri
MADDE 4. - Aile mahkemeleri, aşağıdaki dava ve işleri görürler:
1. 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun Üçüncü Kısım hariç olmak üzere (14.4.2004 t, 5133 sk.ile ek) İkinci Kitabı ile 3.12.2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işler,
2. 20.5.1982 tarihli ve 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanuna göre aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi,
3. Kanunlarla verilen diğer görevler.
Aile mahkemeleri bünyesinde bulunan uzmanlar
MADDE 5. - Her aile mahkemesine,
1. Davanın esasına girilmeden önce veya davanın görülmesi sırasında, mahkemece istenen konular hakkında taraflar arasındaki uyuşmazlık nedenlerine ilişkin araştırma ve inceleme yapmak ve sonucunu bildirmek,
2. Mahkemenin gerekli gördüğü hallerde duruşmada hazır bulunmak, istenilen konularla ilgili çalışmalar yapmak ve görüş bildirmek,
3. Mahkemece verilecek diğer görevleri yapmak,
Üzere Adalet Bakanlığınca, tercihan; evli ve çocuk sahibi, otuz yaşını doldurmuş ve aile sorunları alanında lisansüstü eğitim yapmış olanlar arasından, birer psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı atanır.
Bu görevlilerin bulunmaması, iş durumlarının müsait olmaması veya görevin bunlar tarafından yapılmasında hukuki veya fiili herhangi bir engel bulunması ya da başka bir uzmanlık dalına ihtiyaç duyulması hallerinde, diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlar veya serbest meslek icra edenlerden yararlanılır.
Bu uzmanlar, 18.6.1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda düzenlenen hakimin reddi sebeplerine göre reddolunabilir.
Koruyucu, eğitici ve sosyal önlemler
MADDE 6. - Aile mahkemesi, diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak üzere görev alanına giren konularda:
1. Yetişkinler hakkında;
a) Evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri konusunda eşleri uyararak, gerektiğinde uzlaştırmaya,
b) Ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüklerin yerine getirilmesine ilişkin gerekli önlemleri almaya,
c) Resmi veya özel sağlık veya sosyal hizmet kurumlarına, huzur evlerine veya benzeri yerlere yerleştirmeye,
d) Bir meslek edinme kursuna veya uygun görülecek bir eğitim kurumuna vermeye,
2. Küçükler hakkında;
a) Bakım ve gözetime yönelik nafaka yükümlülüğü konusunda gerekli önlemleri almaya,
b) Bedensel ve zihinsel gelişmesi tehlikede bulunan veya manen terk edilmiş halde kalan küçüğü, ana ve babadan alarak bir aile yanına veya resmi ya da özel sağlık kurumuna veya eğitimi güç çocuklara mahsus kuruma yerleştirmeye,
c) Çocuk mallarının yönetimi ve korunmasına ilişkin önlemleri almaya,
d) Genel ve katma bütçeli daireler, mahalli idareler, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bankalar tarafından kurulmuş teşekkül, müessese veya işletmelere veya benzeri işyerlerine yahut meslek sahibi birinin yanına yerleştirmeye,
Karar verebilir.
Aile mahkemesince verilen bu kararların takip ve yerine getirilmesinde 5 inci maddeye göre atanan uzmanlardan biri veya birkaçı görevlendirilebilir. Bu kararlara uyulmaması halinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 113/A maddesi uygulanır.
Usul hükümleri
MADDE 7. - Aile mahkemeleri, önlerine gelen dava ve işlerin özelliklerine göre, esasa girmeden önce, aile içindeki karşılıklı sevgi, saygı ve hoşgörünün korunması bakımından eşlerin ve çocukların karşı karşıya oldukları sorunları tespit ederek bunların sulh yoluyla çözümünü, gerektiğinde uzmanlardan da yararlanarak teşvik eder. Sulh sağlanamadığı takdirde yargılamaya devam olunarak esas hakkında karar verilir.
MÜLGA: (14.4.2004 t, 5133 sk.ile 2.fıkra yürürlükten kaldırılmıştır)
Özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunda hüküm bulunmayan konularda Türk Medeni Kanununun aile hukukuna ilişkin usul hükümleri ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygulanır.
Kadrolar
MADDE 8. - Adalet Bakanlığı taşra teşkilatında kullanılmak üzere ekli (1) ve (2) sayılı listede yer alan kadrolar ihdas edilerek 13.12.1983 tarihli ve 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (I) ve (II) sayılı cetvelin ilgili bölümlerine eklenmiştir.
Değiştirilen ve yürürlükten kaldırılan hükümler
MADDE 9. – 1) 14.1.1998 tarihli ve 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasındaki “Sulh Hakimi” ibaresi “Aile Mahkemesi Hakimi” olarak değiştirilmiştir.
2) 18.6.1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 8 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (4) numaralı alt bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, (5) numaralı alt bendi yürürlükten kaldırılmış ve mevcut (6) numaralı alt bendi (5) numaralı alt bent olarak teselsül ettirilmiştir.
4. Borçlar Kanununun 91, 92 nci maddelerinde mahkeme veya hakime verilen işleri,
GEÇİCİ MADDE 1. - Aile mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde, yargı çevresi içerisinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işler, yetkili ve görevli aile mahkemesine devredilir.
GEÇİCİ MADDE 2.- (14.4.2004 t, 5133 sk.ile ek) - Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte aile mahkemelerinde görülmekte olan ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun İkinci Kitabının Üçüncü Kısmında yer alan konularla ilgili dava ve işler yetkili ve görevli mahkemesine devredilir.
Yürürlük
MADDE 10. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 11. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
Aile mahkemesi hâkimlerinin nitelikleri(m.3)
Aile mahkemelerine atanacak olan hâkimler, aşağıdaki niteliklere sahip olmak koşulu ile, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca atanacaklardır;
a) Atanacakları bölgeye veya bir alt bölgeye hak kazanmış olmalılar ve adlî yargıda görevli olmalılar.
b) Tercihan evli, çocuk sahibi ve otuz yaşını doldurmuş olmalılar.
c) Aile hukuku alanında lisansüstü eğitim yapmış olmalılar.
Ancak, mevcut hukuk fakültelerimiz bünyesinde özel olarak sadece aile hukukunu içeren bir yüksek lisans programı bulunmadığından, atanan aile mahkemeleri hâkimleri arasinda su ana kadar bu niteliğe sahip aile mahkemesi hâkimi bulunmamaktadır. Sadece, İzmir 9 Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi bünyesinde bu yönde bir tezsiz yüksek lisans programı açılmıştır.
Aile mahkemeleri bünyesinde bulunan uzmanlar(m.5)
Kanun’un m.5 hükmü gereğince her aile mahkemesine;
...Adalet Bakanlığı’nca, tercihan evli ve çocuk sahibi, 30 yaşını doldurmuş ve aile sorunları alanında lisans üstü eğitim yapmış olanlar arasından, birer psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı atanır.
Maddede ayrıca diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlar veya serbest meslek icra edenlerden de yararlanılacağı belirtilmiştir.
Aile mahkemeleri bünyesinde yer alacak bu uzmanları, nitelik itibariyle bilirkişilere benzetebiliriz. Bilirkişi ve uzmanlar yürüttükleri faaliyet açısından, birbirine yakınlık göstermektedir.
Ancak zaman içinde bu tür uzmanların mahkemelere kadrolu olarak atanmaları ile birlikte her dava için bir bilirkişi seçimine gidilmeyecek, bu durum da zaman ve usûl ekonomisi sağlayacaktır.
Ayrıca uzmanlar, Aile Mahkemesince m.6 uyarınca verilecek tedbir kararlarının takip ve yerine getirilmesinde de görevlendirilebileceklerinden (Aile Mah.K m.6/son), icra hukukuna ait fonksiyonlara da sahiptirler. Özellikle “cocuk teslimi”nde (cocugun anne ya da baba ile görüstürülmesinde) bu kisilerden yararlanilacagi, İcra ve İflas.Kanununda yapilan yeni degisikliklerden biridir.( İc.İf.K.25/b.)
Kanun’un m.6 hükmü ile aile mahkemesi hâkimi, görev alanına giren konularda (HUMK m.113/A’ya yapılan atıf nedeniyle) ihtiyati tedbire paralel niteliğinde koruyucu, eğitici ve sosyal önlemler almaya yetkili kılınmıştır. Ancak, bu tedbirlerin amacına uygun olarak yerine getirilebilmesi için herhalde, Milli Eğitim Bakanlığı ve Yerel Yönetimlerin birtakım yeni düzenlemeler yapması gerekir. İlgili kurumların yasalarında yapılacak madde düzenlemeleri ile, Aile Mahkemesi’nin yerleştirme kararlarına uygulama desteği sağlamaları arzu edilir.