HERSEY BURDA
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

HERSEY BURDA

HERSEYİ BULABİLDECEĞİN TEK ADRES
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
» free slot machines win cash
Annelik duygusu Icon_minitimeÇarş. Ağus. 03, 2011 3:57 am tarafından Misafir

» watch naruto hentai watch naruto hentai free
Annelik duygusu Icon_minitimeÇarş. Ağus. 03, 2011 3:52 am tarafından Misafir

» major fish oil
Annelik duygusu Icon_minitimeSalı Ağus. 02, 2011 10:26 pm tarafından Misafir

» hentai about hentai academy
Annelik duygusu Icon_minitimeSalı Ağus. 02, 2011 10:10 am tarafından Misafir

» гинекология ответы
Annelik duygusu Icon_minitimePtsi Ağus. 01, 2011 9:18 am tarafından Misafir

» x-Hack hack you
Annelik duygusu Icon_minitimePtsi Ağus. 01, 2011 8:00 am tarafından Misafir

» When the first Whirlpool Duet album was released in December 2001
Annelik duygusu Icon_minitimePtsi Ağus. 01, 2011 3:05 am tarafından Misafir

» women at work hentai online women at work hentai stream
Annelik duygusu Icon_minitimePtsi Ağus. 01, 2011 2:56 am tarafından Misafir

» facebook likes xb
Annelik duygusu Icon_minitimePaz Tem. 31, 2011 9:22 am tarafından Misafir

Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama
Forum
HABERLER
Fikri Türkel köşe yazıları

 

 Annelik duygusu

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin



Mesaj Sayısı : 3361
KULLANICI PUANLARI : 9918
Kayıt tarihi : 16/05/10

Annelik duygusu Empty
MesajKonu: Annelik duygusu   Annelik duygusu Icon_minitimePtsi Haz. 14, 2010 12:05 pm

Annelik duygusu
Kadinlaricin.net sitesinde Annelik duygusu baslikli sayfadasiniz.Bu sayfada Annelik duygusu ile ilgili yazi bulunmaktadir.




Hepimiz biliyoruz ki annelik, ağır sorumlulukları beraberinde getiren güç bir meslek. Bununla birlikte hemen hemen bütün annelerin görüşü aynı; anne olduğunuz zaman, o güne kadar varlığını bilmediğiniz bazı özellikleriniz de ortaya çıkıyor. Hem de size olumlu katkıları olan özellikler...

Minik afacan elbette size sıkıntılı günler geçirtecek. Bazen şaşkına dönüp, ne yapacağınızı bilemeyeceksiniz. Fakat bunca sıkıntının ortasında bir olumlu gelişme size çektiklerinizi unutturacak. Bu kadar çabuk sevinebildiğinize siz de şaşıracaksınız. Kargaşanın ortasında elde ettiğiniz bir başarı, sizin için büyük önem taşıyacak. Anne olmadan önce ne kadar güç sevindiğinizi, tatmin olduğunuzu hatırlayarak şaşıracaksınız. Hayata artık hep bir açıdan bakmadığınızı farkedeceksiniz.

Küçük sıkıntılar sizi eskisi kadar etkilemeyecek. Büyük sorunlarla karşılaştığınız zaman, çevrenizden yardım istemeyeceksiniz. Sorunlarınızı kendi kendinize çözümleyebileceksiniz. Minik bebeğin bakımıyla ilgili kararları kendi kendinize vermeyi öğrendikten sonra artık karar vermek sizin için güç bir iş sayılmayacak. Bir bebeğin sorumluluğunu üstlendikten sonra başka sorumluluklar almanında size güç gelmediğini farkedeceksiniz.

TÜRKAN ŞORAY

Yağmur, bir denge unsuru

''Kızım tabii ki yaşantımda büyük bir denge unsuru oldu benim için. Zaten düzenli yaşayan bir insandım, ama o düzenim bile düzene girdi diyebilirim. Kızımın ayakları üzerinde durmayı öğrenene dek bana sırtını dayaması, o güveni duyması benim için çok önemliydi. Yağmur bugün 14 yaşında ve çok şükür ben bu güveni ona verebildim. Ona verdiklerimin karşılığını şimdi onu özgüveni gelişmiş bir genç kız olarak karşımda görerek alıyorum. Duygusal yaşantımda da tabii ki Yağmur bir denge unsuru. Çocuğu olan her anne gibi en önce onu düşünüyorum. Gireceğim duygusal ilişkilerde de elbette öncilikle Yağmur’un onayının olması gerekiyor. Kısacası kızımın yaşantımda kurduğu dengeden ben çok memnunum.''

SİBEL TURNAGÖL

Her şeyin başında Sadri geliyor

‘‘İnsan ister istemez zamanından önce olgunlaşıyor. Tek kişilik bir hayat düşünmüyorsun. Her şey onun geleceğine yönelik oluyor. Ona rahatsızlık verecek şeyler yapmıyorsun. İşinden de vazgeçebiliyorsun. Aklına ilk gelen insan o oluyor. Onu ihmal etmemek için İstanbul dışındaki çalışmalarımı en aza indiriyorum. Atacağım her adımı Sadri’ye ve ikimize zarar vermeyecek şekilde düşünüyorum. Annelik duygusunu tadınca, çocuklara bakışın bile değişiyor. Farklı bir çocuk sevgisi oluyor. Normalde sabredemeyeceğin şeye, çocuğunla çok daha sabırlı oluyorsun. Sevimli geliyor. Huysuzluğu bile sevimli geliyor.’’

GÜLŞEN BUBİKOĞLU

Zeynep’in varlığı beni zenginleştirdi

‘‘Evcimen bir insanım. Çocuklara ve ev hayatına karşı büyük bir yatkınlığım ve sevgim var. Anne ve babamın çok genç yaşta ayrılmasından kaynaklanan bir durum herhalde. Zeynep olunca her şeyi bir tarafa bırakıp, ona sarıldım. Annelik çok büyük haz verdi. Çok güzel bir çocuk yetiştirdim. Emeğimin karşılığını görür müyüm bilemem. Zeynep için yaptıklarımdan dolayı çok mutluyum. Çok akıllı, başarılı bir kız oldu. Onun varlığı beni de zenginleştirdi. Anne olmanın getirdiği sorumluluk duygusu, eşinize, evinize, yanınızda çalışanlara daha anlayışlı olmanızı sağlıyor.’’

Eskisine göre çok daha güçlü, becerikli ve başarılı olduğunuzu görmek sizi rahatlatacak. Kargaşanın arasında, güzel şeyleri de yaşamak size mutluluk verecek. Hayatın sadece sıkıntılardan ibaret olmadığınıgöreceksiniz. Daha dirençli biri olup çıkacaksınız. Uykusuzluğa alışacaksınız. Yorgunluk sizi önceki dönemlerde olduğu kadar rahatsız etmeyecek. İnsanın belli bir amaca yöneldiği zaman, bazı duygularından arındığını öğreneceksiniz. Her zaman bir amacınız olacak. Bu da size yaşama sevinci verecek. Önemli bir iş yaptığınızı bilmeniz, anneliğin değerini anlamanıza yardım edecek. Bir çocuk büyütmenin başlı başına bir meslek olduğunu bileceksiniz ve bu meslekte başarıya ulaşmak sizi mutlu edecek.

Anneliğin sağladığı yararlar

Çok kısa sürede karar vermeyi öğreneceksiniz.

Sabırlı olmaya başlayacaksınız.

Yaratıcı gücünüzden yararlanmaya başlayacaksınız.

Koşullara uymayı ilke edineceksiniz.

İşlerin önem sırasını kavrayacaksınız.

Çabuk öfkelenmekten vazgeçeceksiniz.

Her soruna pratik çözümler bulmaya başlayacaksınız.

Hayatın eğlenceli yanlarını da göreceksiniz.

Kendinize güveniniz artacak

Kendi anne ve babanızın nelerle karşılaştıklarını daha iyi anlayacaksınız.

Kız anneleri

Demek kız annesisiniz siz öyle mi? Ne güzel, ne güzel!..
-Ha kız, ha erkek!.. Ne fark var ? İkisi de evlat değil mi? Aynı sorunlar... Aynı dertler... Aynı üzüntüler... Dahası, “kız annesi” olmak daha da zor bu devirde.
Böyle mi söylüyorsunuz?
Yok, yok... Tevazuyu bırakın şimdi. Kıymetinizi bilin.
Kız annesi olmanın üstünlükleri, avantajları vardır her zaman için.
-Daha çok sıkıntı ve daha fazla üzüntü çekmenin bir adı da “avantaj” veya “üstünlük” ise, dediğin doğrudur ! Neden söz ediyorsun sen Allah’ını seversen? Çeyiz hazırlamak kolay mı? Oğlan annelerinin böyle bir derdi yok tabii. Sonra efendim, ev mi yerleşecek, gelsin kız annesi... Nişanda kız annesi, düğünde kız annesi... Her türlü problemde yine biz... Ve hamile kalınca kızınız, buyur, her şey yeni baştan!.. Öyle ya, oğlan annesine ne canım!
Zevk olan birçok şeyi, dert haline getirmeye bayılır bazıları. Siz de onlardan mısınız yoksa?
Bırakın yakınmayı da, bu güzel olayların her birini bir “nimet” sayıp tadını çıkarmaya bakın hayatın!
Öyle ya sevgili okuyucularım, kızınız sözlenmesin, nişanlanmasın, evlenmesin, daha mı iyi?
Evlensin ama hamile kalmasın, çocuk doğurmasın mı demek istiyorsunuz yoksa?
Gerçekten de her biri bir zevk, bir mutluluk kaynağı bunların.
Kız anneleri!..
Evet, evet... Ey sevgili kız anneleri!..
Ne büyük bir şansınız var, bunu bilin.
Ve şansınızı, mutsuz olmak için değil, aksine mutlu olmak için bir fırsat kabul edin.
Ancak, kimi severse, kızınızı ona verin.
Malına, mülküne, parasının çokluğuna değil, kızınıza karşı olan sevgisinin, saygısının büyüklüğüne bakın damat adayınızın.
Kendi mantığınıza göre düşünmeyin. Siz değilsiniz yuva kuracak olan. Onlar...
-İyi de, kızım küçük... Aklı ermez... Doğruyu bilemez...
Kim demiş, kızınız küçük diye?
Size öyle geliyor.
18 yaşını bitiren her genç kız, büyük demektir.
Pekiyi, siz kaç yaşında evlenmiştiniz?
Söyleyin, söyleyin...
Ya!.. Gördünüz mü?
Öyleyse, bırakın kızınızı biraz kendi haline. Fazla karışmazsanız, mutlaka doğruyu bulur bir gün!

Bilinçli ve olgun

Siz, oğlan annesisiniz, öyle mi? Ne güzel! Niçin mi?
Niçin olacak, ya cici bir gelininiz var, ya da cici bir gelininiz olacak yakında!..
“-Oğlum kimi severse, gelinim odur!”
Diyen oğlan annelerinden misiniz siz?
Böyle düşündüğünüz için kutlarım sizi!
-Elbette öyle düşüneceğim . Ben de gelin oldum bir zamanlar. Kayınvalidem “yavrum, kızım” dedikçe, bir “yavrum kızım” daha çıkardı ağzından. Beni kendi kızlarından hiç ayırmadığı gibi, üstün tuttu çoğu zaman da. En az kendi annem kadar sevdim ve saydım hem de rahmetliyi. Ne sert baktı, ne de sert bir söz söyledi bana. Eşimle olan ufak tefek tartışmalarımızda da benden yana çıktı hep. Bu yüzden, dualarımdan hiç eksik etmem onu. Dolayısıyla ben de gelinimi çok seveceğim elbet. Çünkü o, benim canımın sevgilisi... Çünkü o, benim canımdan kopmuş bir parçayı sevmiş de gelmiş!
Ya... İşte böyle oğlan anneleri de var bu memlekette!
Bilinçli, olgun...
Biliyor ki, o gelinini severse, gelini de eşini daha çok sevecek. Dolayısıyla, oğlu daha mutlu olacak.
Aksini yapacak olsa, yani gelinini hoş tutmasa, azarlasa, kinayeli konuşsa, her işine karışsa, her yaptığını eleştirse, biliyor ki bütün bunlar, olumsuz olarak yansıyacak oğluna.
Dolayısıyla, gelinini ne kadar çok üzerse, oğlunu misliyle üzmüş olacak.
Aklı başında hiçbir annenin tutacağı yol değil bu tabii.
Bir zaman, kendi kayınvalidesinden çok çekmiş oğlan anneleri de:
-Beni çok çok üzdü eşimin ailesi. Bu yüzden, yemin billah ettim o zamanlar. Bir oğlum olursa, kesinlikle kayınvalidem gibi olmayacağım. O ne yaptıysa bana, hep tersini yapacağım ben, diye... Onun için, hiçbir işine karışmam ben gelinimin. Israrla davet etmezse, evine gitmem. Onlar gelince de, oğlumdan çok gelinimle konuşurum. Sevincine de ortak olurum, üzüntüsüne de... Oğluma, “sakın ha, bu kızı üzmyeceksin. Üzecek olursan, ana hakkını helal etmem sana!” diye tembih ediyorum.
Gerçekten de böylesine mükemmel kayınvalideler var benim çevremde. Tabii tamamen bunların aksi olanlar da...
Ve onları, gelinleri de çok seviyor, ben de çok seviyorum!
Darısı öteki kayınvalidelerin başına!..

Annelik

Annenin bebeği ile olan önceki deneyimleri onun annelik kapasitesini arttırır. Genç anneler ilk annelik günlerinde ailesi ve arkadaşlarından ayrıldıklarından, yeni bir ortamda ve bilinmeyenlerle birlikte olduklarından zorlanırlar. Bu stresli dönem boyunca yeni anne, çevresi tarafından desteklenmeye ihtiyaç duyar. Evde mevcut ve alışılmadık yeni ortam ailenin diğer bireylerince farkedilmesi ve yeni anneye yardımcı olunması gerekir. Genç anneyi meraklandıran birçok soru vardır. Genç anne yalnız mı olacak yoksa birçok kişiyle birlikte mi olacak, bu kadın işine tekrar dönebilecek mi, dönebilecekse ne zaman, bu ani değişikliklerin üstesinden gelebilecek mi, kişiliği buna uygun mu? gibi bazı hormonal değişiklikler gebelik ve doğum sonrası dönemde strese katkıda bulunur.
Gebelikte en sağlıklı kadında bile sık idrara çıkma, göğüslerde ağrı, bulantı, karında genişlemenin verdiği huzursuzluktan doğan fiziksel stresler vardır. Kadınların çoğu vücut şekli, rollerin değişmesi, hamileliğin eşi üzerindeki etkisi, kariyeri, mali kaynaklar veya anne olma yeteneği konusunda endişe duyarlar. Bu endişeler genellikle dile getirilemez.
Gebelik sırasında genellikle evliliğe ait memnuniyet azdır. Bu dönem boyunca asabiyet ve korku normaldir. Direnme gücü kadının hayat tecrübelerine, kişilik tipine, sosyal desteğe bağlıdır. Bu zorlu dönemlerde anne adayına en büyük desteği eşi vermelidir. Onun kaygılarını azaltmak, sıkıntısını hoş görmek baba adayının en önemli ve en zor görevlerinden biridir.

Anne olmak için en ideal ülkenin İsveç olduğu belirlenirken, Danimarka, Norveç, İsviçre ve Finlandiya sırasıyla ilk 5'te yer aldı. Finlandiya'yı da Kanada, Hollanda, Avustralya, Avusturya ve İngiltere izledi. ABD, ancak 11 sıraya yerleşti.

Nijer, Burkina Faso, Etiyopya, Gine Bissau ise Angola, Çad, Mali, Yemen, Sierra Leone ve Gine ile birlikte listenin son sıralarında yer aldı.

Gelişmiş 19 ve gelişmekte olan 98 ülkedeki annelerin sağlık, eğitim durumları ve toplumsal statüleriyle bağlantılı 10 faktöre göre hazırlanan raporda, iç savaşın olduğu ülkelerde özellikle kadın ve çocukların savaşın yükünü çektiği vurgulandı.

Raporda, bu ülkelerde 4 milyon kadar kadınla 15 yaşın altında 6 milyon dolayında çocuğun tehlike içinde olduğu belirtildi.

Çocuğun yaşamını sürdürmesi ve refahıyla bağlantılı en önemli faktörün, annenin eğitim düzeyi ve aile planlama hizmetlerinden faydalanma oranı olduğu belirtildi.

İsveç'te hamilelik ve doğum sırasında ölüm oranı 6 binde 1'ken, bazı Afrika ülkelerinde bu oranın 7'de 1'e çıktığı belirtildi.

150 yıl yaşayabileceğiz

Geç annelik ömrü uzatıyor. ABD'li bilim adamlarına göre ileriki yaşlarda çocuk doğurmak, ömrü uzatıcı etki yaratıyor. Meyve sineklerinin sadece son dönemlerinde dünyaya getirdikleri yumurtaların döllenmesine izin veren uzmanlar, 10 nesil sonra sineklerin ömrünün yüzde 25 oranında uzamasını sağladılar. Bilim adamları, insanların bilinçli olarak çocuklarını geç yaşlarda dünyaya getirmeleri halinde, ileride insanoğlunun yaşam süresinin 150 yıla çıkabileceğini söylediler.

ABD'de Idaho Üniversitesi'nde hayvanlar üzerinde yapılan deneyler, geç anneliğin insan yaşamını da uzatacağı gerçeğini ortaya koydu. Üniversitede yaşlanmayı inceleyen araştırmacılardan Steven Austad, ‘‘Teorimiz doğrulanırsa, bu, insan ömrünün 150 yıla dayanması konusunda atılacak büyük bir adım olacak'' dedi. Profesör Austad, insanların sadece ileri yaşlarda anne-baba olmasına izin verilmesi halinde 1000 yıl sonra ‘‘homo sapiens'' cinsinin yaşam süresinin 150, hatta 200 yıla ulaşabileceğini söyledi.

Amerikalı profesöre göre döllenme sırasında, çocuğa anne babanın hem sağlıklı, hem de hastalık taşıyan genleri aktarılıyor. Bazı genetik hastalıklar ileri yaşlarda ortaya çıkarken, çocuk ve gençlik yaşlarında görülen kas erimesi gibi birtakım sağlık sorunları da bazen ölüme bile yol açıyor. Profesör Austad, anne-babaların çocuklarını geç yaşlarda doğurmaları halinde, bebeklerine ve yeni nesillere daha az ömrü kısaltıcı gen geçeceğini söylüyor. Çünkü hastalıklı genleri taşıyan insanlar sağlık sorunlarına yenik düşüp hayata veda edeceğinden sadece sağlıklı insanlar çocuk doğurabilecek. Yeni nesiller de anne-babaları gibi evlat sahibi olmayı geç yaşlara ertelediklerinde, gelecek kuşaklar daha sağlıklı ve uzun ömürlü olacak.

Bilim adamları, yaşam iksirinin vitaminler ve antioksidanlar yerine geç yaşta çocuk dünyaya getirmek olabileceği düşüncesindeler. Çünkü çocuk, aynı zamanda anne-babayı yaşama bağlıyarak daha uzun ömürlü olmalarını sağlıyor. İnsanoğlunun yaşam süresinin uzaması konusunda atılacak bir diğer önemli adım ise insanın genetik haritasının tamamlanması. Haritanın en geç 5 ile 10 yıl içinde tamamlanması bekleniyor. Bu durumda hızlı yaşlanmaya neden olan ve hastalıklı genler ayıklanarak milyonlarca yıllık evrim sürecinde önemli bir adım atılacrak, insan ömrü uzayabilecek.

Annelik özeldir, güvenli kılınmalı

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre dünyadaki ölü doğumların ve ilk yedi gün içinde görülen bebek ölümlerinin yarısı, gebelik ve doğum sırasında yetersiz hizmet almaktan kaynaklanıyor. Bunlara ek olarak, gelişmekte olan ülkelerdeki yaklaşık 300 milyon kadın, gebelik ve doğuma bağlı sebeplerden dolayı uzun ve kısa süreli hastalıklara maruz kalıyorlar. Her yıl 8 milyon bebek, dünyaya gözlerini açamadan ölüyor.

WHO Başkanı Nakajima, ‘‘7 Nisan Dünya Sağlık Günü’’ dolayısıyla yaptığı açıklamada, bu yılın özel bir yıl olduğunu, 50 yıl önce dünya uluslarının bir araya gelerek WHO'yu meydana getiren bildirgeyi imzaladıklarını kaydetti. Kurucu üye devletlerin, kadın ve çocukların sağlıklarına özel bir önem verileceğini taahhüt ettiklerini vurgulayan Nakajima, bu nedenle bu yıla en uygun temanın ‘‘güvenli annelik’’ olduğunu düşündüklerini söyledi.

ÖZSOY'UN AÇIKLAMASI

Sağlık Bakanı Halil İbrahim Özsoy da Dünya Sağlık Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Türkiye'deki son 30 yıllık çalışmalara bakıldığında, anne ve çocuk sağlığı ile aile planlaması hizmetlerinde, hem nitelik, hem de nicelik açısından önemli gelişmeler olduğunu vurguladı. Özsoy, 1970'li yıllardan bu yana anne ölümlerinde yüzde 50'yi, bebek ölümlerinde yüzde 100'ü geçen düşüşler sağlandığını kaydederek ‘‘Bugün bebek ölümlerinin binde 42.2'ye düşürülmüş olmasında, anne ölümlerinin yüz binde 100'ün altına çekilmesinde sağlık personelimizin özverili çabalarının önemi büyüktür’’ dedi.

Annesinin bir tanesi

Dünyanın en bitmek tükenmek bilmeyen sevgisi herhalde annenin çocuğuna duyduğu sevgi. Ne olursa olsun bir annenin gözünde çocuğunun yeri değişmiyor. Bu insanlar için olduğu kadar hayvanlar için de geçerli. Vahşi doğa ortamında bile, annenin yavrusuna gösterdiği sevgi, ilgi görülmeye değer. Fransız Paris Match için çalışan fotografçı Rheinhardt Künkel, Tanzanya'da hayvanlarla yavruları arasındaki sevgi bağlarını görüntüleyen resimler çekmeyi başardı. Afrika ormanlarında yaşanan bu mutluluk tablolarının ana teması elbette annenin yavrusunu beslemesi. Tanzanya'nın vahşi ortamında yavrularına göz kulak olan, onları her türlü tehlikeden koruyan ve ağızlarıyla besleyen annelerin bu çarpıcı görüntüleri, annelik duygusunun hayvanlarda da ne kadar güçlü olduğunu ortaya koyuyor...

Kedi yavrusu gibi

Dişi arslan yavrusunu aynen kedilerin yavrularını taşıdığı gibi taşıyor. Dişlerini yavrusunun boynunu geçirirken son derece özen gösteren anne arslan, hiçbir zarar vermeden onu taşıyabiliyor.Avlanırken bir yaban mandasının boynunu bir kavrayışta kırabilen güçlü çene ve keskin dişler yavruyu kuştüyü bir yastığın üstünde gibi taşıyor. 3 haftalık sevimli arslan yavrusu da annesi nereye giderse gitsin peşinden hiç ayrılmıyor.

İki büklüm oluyor

İki metre boyundaki zürafa, henüz bir saat önce dünyaya getirdiği yavrusunu yalıyor. Bebeğine erişmek için iki büklüm olan anne zürafa, arslan gibi yavrusunu istediği yere taşıyamadığından, ayakta kalmayı öğreninceye kadar yanından ayrılmıyor.

Kadınların pişmanlıkları

Omo'nun Omo Kadınlar Kulübü için 20-35 yaş arası kadınlar arasında yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre, kadınlar büyük oranda birçok şeyden pişmanlık duyuyorlar. Bu pişmanlıkların en büyüğü eğitimsiz olmaları, dolayısıyla da ekonomik özgürlük şansını kaçırmaları. Bunu evlenmiş olmaktan duyulan pişmanlık izliyor.

Omo’nun kadınlar üzerie yaptığı bir araştırma, ilginç sonuçlar ortaya koydu.

Evli kadınların yüzde 41'i hayatlarında hiçbir şeyden pişmanlık duymuyorlar. Pişmanlık duyan yüzde 59 oranındaki kadının en büyük pişmanlığı yüzde 83'le eğitim, iş ve ekonomik özgürlük konularında. Bunu yüzde 54 oranıyla evlilik izliyor. 20-35 yaş arası kadınlar arasında yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, evli kadınlar yaşları ilerledikçe okulu bırakmış olmaktan ve eşlerini tanımadan evlenmelerinden dolayı olan pişmanlıkları da artıyor.

Kadınların, ölüm haricinde kendileri, eşleri ve çocukları ile ilgili en büyük korkuları hastalık. Eşinin ihanet etmesinden korkan kadınların yüzdesi 14, kendisini sevmemesinden korkanların yüzdesi ise yüzde 12.

EN BÜYÜK HOBİ ELİŞİ

Çocuklarının hastalanmasından yüzde 45 oranında korkan kadınların ikinci büyük korkuları ise yüzde 16 ile çocuklarının kötü alışkanlıklar edinmesi. Çocuklara yönelik korkuları, yüzde 15 ile şiddet ve tecavüze maruz kalmaları, yüzde 12 ile kötü arkadaşlar, yüzde 7 ile kaçırılmaları ya da kaybolmaları, yüzde 2 ile de kolej, üniversite sınavlarındaki başarısızlık izliyor.

Evli kadınlar kendilerinin hastalanmasından da yüzde 46 oranında korkuyorlar. Kendilerine yönelik korkularında, yalnız kalmakla, şiddet ve tecavüze maruz kalmak yüzde 18 oranla sıraya oturuyor. Kadınlarının yüzde 10'u eş baskısı altında yaşamaktan korkuyorlar. Parasız kalmak ve eşine bağımlı olmak, korkular arasında yüzde 3'erlik pay alıyor. Evli kadınların en büyük hobisi yüzde 57 ile elişi. Müzik dinlemek yüzde 50. Yaşlandıkça kitap ve dergi okuma oranları yüzde 9'dan, yüzde 30 ve 36'ya yükselirken, televizyon özleme oranı da yüzde 57'lerden, yüzde 45'lere, 43'lere düşüyor.

Kadınlar, anne olmanın zorlukları arasında ‘çocuklarına iyi disiplin verememek’, ‘çocuklarının geleceğini planlamak için yeterli bilgiye sahip olmamak’, ‘çocuklara yeterli zaman ayarımamak’ yer alıyor. Anneler, anneliğin hoş yanlarını ise ‘çocuğumu oynarken seyretmek’, ‘bebeğime sarılmak’, ‘bebeğimin bana gülmesi’ gibi cümlelerle anlatıyorlar.

Sorumluluk denince akla ilk gelenler annelik, eş, ev kadınlığı, yöneticilik, çalışan kadın olmak ve kişisel kadın sorunları.

EV KADINI HİZMETÇİ

Çocuklu kadınlara ‘anne' denildiğine akıllarına ilk gelen şeyler, çocuk bakımı, öğretmen, sorumluluk, arkadaşlık, sevgi, destekleme ve özveri. Eş dendiğinde akla ilk gelenler ise sevgi, saygı, sorumluluk, yardım ve destek, arkadaşlık, paylaşım, özveri, şefkat ve anlayış, sabır, cinsellik ile aile ilişkileri akla geliyor. Kadınlar ‘ev kadını' kelimeleriyle ise önce ‘hizmetçi'yi anımsıyorlar. Bunu ütü, yemek pişirmek, bulaşık, çamaşır, temizlik, alışveriş, ortalığı toplamak, konuklarla ilgilenmek ve sorumluluk izliyor.

‘Kadın' kelimesi ise kadınlara öncelikle kişisel bakımı hatırlatıyor. Kadınlar, kadın dendiğinde elişi, kitap ve diğer sorumluluklarını da akıllarına getiriyorlar.

Anneliğin zorlukları

Çocuklarına iyi disiplin verememek

Çocukların geleceğini planlamak için yeterli bilgiye sahip olmamak

Çocuklara yeterli zaman ayıramamak

Çocukların derslerine yardımcı olacak bilgiye sahip olmamak

Çocuklarla iletişim kuramamak

Çocukların ihtiyaçlarını karşılayamamak

Geceleri çocukları yalnız bırakamamak

Çocukların sağlık sorunları

Çocukların kişilikleriyle ilgili sorunlar

Çocukların parasal ihtiyaçlarını karşılayamamak

Çocukların eğitim sorunları

Eşin çocuklara baskı yapması

Çocukların birbirleriyle kavga etmeleri

Annelik sorumlulukları

Çocuklara bakacak güvenilir birini bulamamak

Çocukların yeme sorunları

Çevrenin çocuklara olumsuz etkisi

Anneliğin hoş yanları

Çocuğumu oynarken seyretmek

Bebeğime sarılmak

Bebeğimin bana gülmesi

Çocuklarımın mutluluğu

Çocuğumun sağlıklı olması

İyi bir şekilde büyümüş olmaları

Bana karşı olan sevgi ve saygıları

Benim sözümü dinlemeleri

Zeki olmaları

İyi yiyor olmaları

Onlara sahip olmak
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://dessas.yetkinforum.com
 
Annelik duygusu
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» ANNELİK DUYGUSU
» Annelik Efsanesi Sarsıldı Şimdi Babalık Çağı

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
HERSEY BURDA :: AİLE - ANNELİK - BABALIK - AKRABALIK - EVLİLİK :: ANNELİK-
Buraya geçin: