NetApp’in mutluluk adası
Mart 2009
Fortune’un en fazla çalışılmak istenen şirket seçtiği NetApp’in Türkiye ofisindeki beş kişilik ekip, agresiflikle beslenip çok çalışarak huzur buluyor. Şirketin kurumsallaşma sarsıntısı da onlardan uzakta.
Fortune ABD’nin en fazla çalışılmak istenen şirketler listesinde bu yıl bir numaraya oturan NetApp, hızla büyüyen ve dinamik veri depolama işinin sağladığı fırsatlar kadar herkesin herkese dokunduğu aile benzeri yapısı ile de bir cazibe merkezi. 1992’de kurulmasının ardından 1996’da Avrupa’ya açılan şirket, hem genç hem de Avrupa kültürünün yabancısı değil.
Aradan geçen 17 yılda kurulduğundaki sıfır noktasından ciro ve pazar payı sıralamasında ilk sıradaki EMC’nin arkasında iddialı ikinci konumuna yükselmiş olması, şirket çalışanlarının hırsını besliyor ve şirkete bağlanmalarını sağlıyor. NetApp Türkiye Ülke Müdürü Behçet Yumrukçallı, “İkinci olmak ama iddialı ikinci olmak her zaman daha iyidir. Bu, bizi de agresif bir ruh halinde tutuyor” diyor.
Ekip üyelerinin 2004’te Türkiye ofisinin kuruluşundan itibaren her seneyi yüzde 100’ün üzerinde büyüme ile kapatmalarına yaptığı vurgu, bu iddialı tavrı gösteriyor. Ancak NetApp ekibini şirkete bağlayan etkenler, hızlı büyümenin açtığı yeni ufuklar ve ikinciliğin daha yükseğe tırmanma olanağına işaret etmesi ile sınırlı değil. Bir de “esnek çalışma” var.
Yumrukçallı, “NetApp, firma olarak çalışanlardan beklentisi yüksek olan, fazla sorumluluk almaya yönlendiren ama aynı zamanda da esnek bir ortam” diyor. Şirkette kimseye sabah dokuzda gel, akşam altıda çık gibi bir kural uygulanmıyor ama toplama bakıldığında herkes bunun çok daha üzerinde çalışmak zorunda kalıyor. Bu da cezbeden kamçılardan biri.
NetApp Almanya’da çalışan ve kurulmasının ardından Türkiye ofisine geçen NetApp Sistem Mühendisi Lütfü Yılmaz, “Sistem mühendisi olarak gayet memnunum” diyor. Bu, şirketin hedefleri doğrultusunda “doğru yerde doğru insanı doğru pozisyona yerleştirme” şeklindeki başarı anahtarının getirdiği bir tanımlama. Yılmaz, bu tanımı çok daha somut hale de getiriyor: “Normal bir şirketi belki yüzde 10 yüksek maaş için satabilirsiniz ama yüzde 10 için buradayken konuşmam bile.”
Satış-operasyon sorumlusu Eda Bora ve profesyonel hizmetler mühendisi Barış Saltık da aynı ruh halini paylaşıyor. Ekibe yedi ay önce katılan sistem mühendisi Burak Koç’a ise söz söyleme hakkı bile tanınmıyor daha. Yılmaz, “O daha yeni geldi, nereye gidecek. Daha bilgisayarına Word bile kurmadık” diyor, şaka yollu. Yoksa, Koç da daha önce NetApp’in bir iş ortağında çalışmış deneyimli biri.
Bora, “Ekibin içindeki tek bayan olarak bütün ekibe nazım geçiyor” diyor. 1 yıldır NetApp kadrosunda yer almasına karşın NetApp’in bir iş ortağında edindiği altı yıllık deneyimle çalışan Bora’nın nazlanmak için yeterince nedeni var çünkü satış operasyon tarafında görevli olan NetApp Leydisi, arkadaşlarına, satış, ilişkiler, kanal ve pazarlama tarafında destek oluyor.
Şirkette 27 aydır çalışan Saltık, iş ortaklarına karmaşık kurulumlar ve destek konusunda yardımcı oluyor. Saltık’ın işi, ekibin diğer üyelerinin anlattığı projeleri, ete kemiğe dönüştürmek. İstanbul’da Levent-Kanyon’da bulunan ofiste, küçük bir aile içindeki tavır ve yaklaşımlar ortama hakim olsa da aslında hepsi çok daha büyük bir ailenin parçası olduklarının farkında.
İşe ilk başladıklarında doğ