Abdullah Cevdet
Vikipedi, özgür ansiklopedi
(Abdullah Cevdet Karlıdağ sayfasından yönlendirildi)
Git ve: kullan, ara
Abdullah Cevdet
Abdullah Cevdet Karlıdağ, (d. 9 Eylül 1869, Arapgir, Malatya;Osmanlı Devleti - ö. 29 Kasım 1932, İstanbul; Türkiye) Kürt siyasetçi, düşünür, göz hekimi, şair, çevirmen.
Türkiye’de Batıcılık akımının önde gelen isimlerinden birisidir. II. Meşrutiyet dönemi düşünce yapısının şekillenmesinde etkili oldu. Sonradan İttihat ve Terakki’ye dönüşecek İttihad-i Osmani Cemiyeti adlı gizli örgütü kuran beş tıbbiyeliden birisi Abdullah Cevdet idi (diğerleri İbrahim Temo, İshak Sükûti, Mehmet Reşit ve Hikmet Emin). Ancak yaşantısı siyasal alanda etkin görevler alarak değil, bir düşünce üreticisi olarak devam etti. Dönemindeki ana düşünce akımlarının çerçevesinde kendine özgü görüşler geliştirerek düşünce tarihinde özel bir yer edindi. Türkiye’nin ilk kadın ve işçi hakları savunucularındandır. Tıp, felsefe, sosyoloji, siyaset alanlarında yetmişten fazla eserin yazarı veya çevirmenidir.
Konu başlıkları
[gizle]
* 1 Hayatı
o 1.1 Öğrenim Yılları
o 1.2 Sürgün Yılları
o 1.3 Yurda Dönüş ve Mütareke Yılları
o 1.4 I. Dünya Savaşı Sonrası
* 2 Eserleri
o 2.1 Şiir kitapları
o 2.2 Mensur kitabı
o 2.3 Düşünce eserleri
o 2.4 Çevirileri
* 3 Referans/Kaynak
* 4 Dış bağlantılar
Hayatı [değiştir]
Öğrenim Yılları [değiştir]
Arapgirli tabur imamı Hacı Ömer Vasfi Bey'in oğlu olan Abdullah Cevdet, 9 Eylül 1869 günü Arapgir’de dünyaya geldi. Elazığ Askeri Ortaokulu'ndan ve Kuleli Askeri Lisesi'nden mezun oldu, Askeri Tıbbiye'ye girdi. Okul sıralarında edebiyata merak sardı ve Abdülhak Hamid'in isteğine uyarak şiirlerini kitap haline getirdi. Ömer Cevdet adıyla yayımladığı bu ilk eserlerinde özellikle Namık Kemal, Recaizade Mahmut Ekrem, Abdülhak Hamid ve Halit Ziya'nın etkileri sezilir. Tıp öğrencileri arasında çok yaygın olan biyolojik materyalizm felsefesini benimsedi. Tıbbiye’de öğrenci olduğu 1889’da dört arkadaşı ile birlikte İttihad-i Osmani Cemiyeti adlı bir örgüt kurdu. Sonradan İttihat ve Terakki’ye dönüşen bu cemiyet 1908 Devrimi’ne ön ayak olmuş, 1918’e kadar devlet yönetimine hakim olmuştur. Abdullah Cevdet, öğrenimi boyunca birkaç kez tutuklandı, bir süre okuldan uzaklaştırıldı. 1894’te tıp öğrenimini tamamladı, göz hekimi oldu.
Sürgün Yılları [değiştir]
Okulu bitirdikten sonra İstanbul’da Haydarpaşa Hastanesi’nde göreve başladı. Kısa bir süre Diyarbakır’a gönderildi; İttihat ve Terakki’nin Diyarbakır şubesini kurdu. Bu şehirde bulunduğ sırada Mehmet Ziya Bey (Gökalp)’in intihar girişiminde ilk müdahale eden ve onu kurtaran kişi oldu; örgüte girmesini sağladı. İttihatçı hareketleri tehlikeli görüldüğünden 1895'te İstanbul’a döndüğünde bozgunculukla suçlanarak tutuklandı ve başkentten uzaklaşması için Trablusgarp Merkez Hastanesi'nin göz hekimliğine getirildi. Fakat cemiyet adına çalışmalarına orada da devam etti. Fizan'a sürüleceğini anlayınca, önce Tunus'a kaçtı; oradan 1897 yılında Fransa'ya geçti. Daha sonra da Cenevre'ye yerleşerek; Tunalı Hilmi ve Dr. Çerkez Mehmet Reşit gibi Jön Türklerle buluştu. İshak Sükûti ile birlikte derneğin yayın organı olan Osmanlı Gazetesi’ni çıkardı. Batı eserlerinden çeviriler yaptı; çevirdiği yapıtlar arasında Giyom Tell vardır.
Yayımladığı yazılardan rahatsız olan padişah Abdülhamit, siyasi yazılar yazmaması ve İstanbul’a dönmemesi koşuluyla kendisini Viyana elçilik doktorluğuna atamayı önerince teklifi kabul etti. 1903’te büyükelçi Mahmut Nedim Paşa’yı tokatlaması üzerine Avusturya’dan sınırdışı edildi.
Cenevre’ye dönerek Ethem Ruhi Bey ile buluştu; Osmanlı İttihat ve İnkılap Cemiyeti’ni kurdu ve örgütün yayın organı olarak yeniden Osmanlı Gazetesi’ni çıkardı. 1904’te İçtihat adlı bir basımevi kurdu. Basımevinde batılılaşma yanlısı eserler bastı, İçtihat adlı bir dergi çıkardı. 1905’te Cenevre’de kısa bir süre görüşme imkânı bulduğu Mısırlı reformist din alimi Muhammed Abduh’un fikirlerinden etkilendi. Aynı yıl Osmanlı hükümetinin baskısı sonucu İsviçre hükümeti kendisini sınırdışı ettiğinde, basımevini Kahire’ye taşıdı.
Kahire’de Teşebbüs-ü Şahsi ve Adem-i Merkeziyet Cemiyeti'nin önemli bir üyesi haline geldi. 1906’da başlayan ve bazı vergilerin kaldırılması ile birlikte meşrutiyet talebini de dile getiren Erzurum ayaklanmasını destekleyen yazılar yazdı. Meşrutiyet ilan edildiğinde hemen yurda dönmedi, bir süre daha Mısır’da kaldı. 1908’de Reinhardt Dozy’nin "Essai sur l'Histoire de l'Islamisme" adlı iki ciltlik eserini "Tarih-i İslamiye" başlığı ile çevirip yayımladı. İslam’ı ve İslam peygamberini çok ağır biçimde eleştiren bu kitap, Osmanlı kamuoyunda büyük infiale yol açtı; toplatıldı, basımı ve yayımı yasaklandı.
Yurda Dönüş ve Mütareke Yılları [değiştir]
1910’da İstanbul’a döndü. Kendi matbaası İçtihad Evi’ni kurdu. Kütüphane-i İçtihad dizisini yayımladı. İçtihat Dergisi’ni 24. Sayıdan itibaren çıkarmayı sürdürdü. Dergi, 28 yıl süreyle 358 sayı yayımlandı; dinsel konularda eleştirel yazılara yer vermesinden ötürü sık sık kapatılsa da değişik adlarla çıkmaya devam etti. Cağaolu’ndaki evi aydınların sık sık gelip gittikleri, tartıştıkları bir mekan halini aldı ve bu özelliği, Abdullah Cevdet’in ölümüne kadar sürdü.
İttihat ve Terakki yönetimine karşı eleştirel tutumu nedeniyle baskılara maruz kalan Abdullah Cevdet, 1914’te basımı durdurmak zorunda kalmıştı. Bir süre İkdam Gazetesi’nde imzasız başyazılar yazdı. İşgal yıllarında sadrazam Damat Ferit Paşa tarafından Sıhhiye Genel Müdürlüğü’ne atanan Abdullah Cevdet, kadınlara ilk kez genelev vesikası verilmesi uygulamasını başlatınca halktan gelen tepki üzerine görevden alındı. İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nin kuruluşunda rol oynadı, Kürt Teali Cemiyeti’nde de çalıştı. “Seçkin” insanların yetişmesine yönelik bir eğitimi ve biyolojik materyalizmi savunan Abdullah Cevdet daha Cumhuriyet kurulmadan Latin harflerine geçilmesi gerektiğini vurguladı ve kadın hakları konusundaki görüşleriyle dikkat çekti. Bahailik konusunda hazırladığı yazı dizisi ile dini çevrelerin tepkisini çekti, kovuşturmaya uğradı.
I. Dünya Savaşı Sonrası [değiştir]
İşgal yıllarındaki İngiliz yanlısı tutumu ve Kürt milliyetçi örgütlerinde yer almasından dolayı I. Dünya Savaşı sonrasında siyasal iktidarın gözünden düşmüştü. Cumhuriyet döneminde hakında “devlet hizmetinde ömürboyu görev almama” kararı verildi. Yaşamının geri kalanını şiir kitapları yazarak, çeviri yaparak ve İçtihad’ı yayımlayarak geçirdi. Shakespeare'den Mevlana ve Ömer Hayyam'a uzanan ilgilerini çeviriler yoluyla ortaya koydu. Cumhuriyetin ilk yıllarında Cevat Paşa’nın Elazığ milletvekilliğinden çekilmesi üzerine onun yerine meclise girmesi söz konusu olduysa da 1925’te tarımı geliştirmek üzere göçmen getirilmesine ilişkin sözleri nedeniyle “damızlık adam getirmek istiyor” şeklinde söylenti çıkarılınca siyasetle ilişkisini kesti. 1928 yılında devlet başkanı ******’ün isteğiyle Fransız rahip Jean Meslier’in kaleme aldığı din eleştirisi kitabını çevirdi; eser, "Akl-ı Selim" adıyla Devlet Matbaası’nda, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları arasında yayımlandı. 1931 yılında şiirlerini "Karlıdağ’dan Ses" adıyla kitaplaştırdı.
1932’de İstanbul’da kalp krizinden hayatını kaybetti.
Eserleri [değiştir]
Şiir kitapları [değiştir]
* Hiç ,(1890)
* Türbe-i Masumiyet, (1890)
* Tulûat, (1891)
Mensur kitabı [değiştir]
* Ramazan Bahçeleri (1891)
Düşünce eserleri [değiştir]
* Dimağ (1890),
* Fizyolacya-i Tefekkür (1892),
* Fünun ve Felsefe (1897),
Çevirileri [değiştir]
* Weber'den "Asırların Panoraması",
* Gustave Le Bon'dan "Asrımızın Hususu Felsefiyesi"
* Hayyam'dan "Rubaiyat"
* Mevlana'nın Divanından Seçmeler
* Gustave Le Bon'dan "Dün ve Yarın" (1921),
* Gustave Le Bon'dan "İlm-i Ruh-i İçtimai" (1924),
* Gustave Le Bon'dan "Ameli Ruhiyat" (1931).