Projeksiyon

Projeksiyon
Halkla İlişkiler Büyüme 2011’deABD’de halkla ilişkiler pazarının büyüklüğü 5,7 milyar dolar ve Avrupa’da 2,1 milyar dolar seviyesinde. Türkiye’de ise pazar hala gelişme aşamasında. Ancak son 10 yı...

Halkla İlişkiler

Büyüme 2011’de
ABD’de halkla ilişkiler pazarının büyüklüğü 5,7 milyar dolar ve Avrupa’da 2,1 milyar dolar seviyesinde. Türkiye’de ise pazar hala gelişme aşamasında. Ancak son 10 yıldır hızlı gelişim sergiliyor. 2006-2007 arasında yüzde 25’ler seviyesinde büyüyen pazarın cirosu, 2007’de 84 milyon dolardı. Bu rakam, 2008’de yüzde 19 oranında artarak 100 milyon dolara yükseldi. Bu yıl ise sektörde yatay bir seyir gözleniyor. Krize rağmen iletişim harcamalarının 2008 ile aynı kalacağı ve bu yıl da cironun 100 milyon dolar seviyesinde gerçekleşeceği tahmin ediliyor.

Krizden etkilenme oranı ise diğer sektörlere göre çok daha az. Ancak hala sektörde faaliyet gösteren şirket sayısı net değil. Bunlar da eklenince sektörün hacminin çok daha büyük olduğunu söyleyen İletişim Danışmanlığı Şirketleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Turhan, “Sadece dernek üyesi 16 şirketin, 2008 cirolarının toplamı 50 milyon doları aşıyor” diyor. Pazarın neredeyse tamamını 30 büyük şirket elinde tutuyor. Bunların tamamına yakını uluslararası danışmanlık yönetim standardı (CMS) sertifikasına sahip. Dünyanın önde gelen uluslararası halkla ilişkiler şirketlerinin hemen hepsinin Türkiye’deki şirketlerle temsilcilik anlaşmaları bulunuyor. Sektör, halkla ilişkilerden iletişim danışmanlığına doğru kayıyor. Cengiz Turhan, sektörün hedefleri arasında, iş dünyasına iletişimin sadece medya ilişkilerinden ibaret olmadığını anlatmak olduğunu söylüyor. Halkla ilişkilerin mali sonuçlara katkısının somut olarak iş dünyasına göstermek ve sektördeki eğitimli uzman sayısını artırmak da hedefler arasında.

Bu yıl ve 2010’da da pazarın büyüklüğü 100 milyon dolar seviyesinde olacak. 2011’de sektörün tekrar çift haneli büyüme rakamlarını yakalaması bekleniyor.

Halı

Gözler 2010’da
Türkiye’de halı pazarının büyüklüğü 2,5 milyar dolar seviyesinde. Bunun 1,1 milyar doları ihracat, 1,4 milyar doları da iç pazardan elde ediliyor. Geçen yıl 1,2 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren sektörün, bu yılki ihracatının krizden dolayı yüzde 8 oranında daralması bekleniyor. İstanbul Halı İhracatçıları Birliği’nin tahminlerine göre 2009’da, Türkiye’nin halı ihracatı 1,1 milyar dolar seviyesinde olacak. İç pazarda ise 2008’e göre bir değişiklik beklenmiyor.

Halı ihracatında eskiye göre önemli farklılıklar var. 1990’lı yılların ikinci yarısına kadar el dokuması halılar ihracatta ağırlıktayken bugün daha çok makine halıları ihraç ediliyor.

İç pazarda da ev dekorasyon trendlerinin değişmesiyle trend el dokumasından makine halılarına kaydı. Son dönemde halının çabuk tüketilen bir ürün haline geldiğini söyleyen İstanbul Halı İhracatçıları Birliği (İHİB) Başkanı İbrahim Yılmaz, “Bu yıl, pazarın toplam cirosu 2,5 milyar dolar düzeyinde olacak. 2010’da ise yüzde 10-15 oranında artış bekliyoruz” diyor.

Halı ihracatında Türkiye’nin en büyük rakibi ise Belçika. Türk şirketleri, özellikle Belçikalı markaların Gaziantep’te fason halı üretiminden rahatsız. Bunun Türk halıcılık sektörünün gelişimini ve markalaşmasını engellediğini söyleyen Yılmaz, “En büyük hedefimiz halıda dünya markaları çıkarmak” diyor.

Halı pazarında büyümenin 2010’da başlayacağı tahmin ediliyor. Pazarın toplam cirosunun 2010’da yüzde 10-15 arasında artacağı öngörülüyor.

Alüminyum

Üretim Ve İhracat Geriledi
Alüminyum, beyaz eşyadan otomotive, teknolojiden inşaat kadar pek çok sektörde kullanılıyor. Çeliğe göre daha hafif olması, 7000 A serisi denilen üst segmentinin uçak, gemi, ve denizaltı üretiminde kullanımı stratejik önemini artırıyor. Türkiye’de alüminyum pazarının büyüklüğünün 4 milyar dolar seviyesinde olduğu tahmin ediliyor. Her yıl yüzde 10-15 arasında büyüyen alüminyum pazarı, bu yıl krizden olumsuz etkilendi. İç ve dış pazardaki talep düşüşüyle birlikte üreticilerin birçoğu, kapasite indirimine gitti veya üretimlerini durdurdu. Türkiye Alüminyum Sanayicileri Derneği’nin (TALSAD) verilerine göre alüminyum üretimi, 2009’da yüzde 30 düştü. Üretimde olduğu gibi alüminyum tüketimi ve ihracatında da düşüş yaşanıyor. Geçen yıl 557 bin ton olan alüminyum tüketiminin, 2009 sonunda yüzde 10’luk daralmayla 500 bin ton seviyelerine düşmesi bekleniyor. Alüminyum ihracatında da gerileme yaşanıyor. 2009 Ocak-Haziran rakamlarına göre Türkiye’nin alüminyum ihracatı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11,3 oranında gerileyerek 623,3 milyon dolar oldu. Toplam alüminyum ihracatının yüzde 60’ını AB ülkelerine yapan şirketler ise yeni pazarlara yöneldi. TALSAD Genel Sekreteri Ayşe Gül Esmer, önümüzdeki dönemde alüminyum ihracatında Ortadoğu ve Afrika ülkelerinin öne çıkacağını söylüyor. Esmer’e göre sektördeki toparlanma 2010’un ikinci yarısından önce olmayacak.

Stratejik ürün olarak görülen alüminyumda, hem iç hem dış pazar daraldı. Her yıl yüzde 10-15 büyüyen sektörde, toparlanmanın 2010’un 2’nci yarısında başlayacağı öngörülüyor.

Çatı Sistemleri

Satışlar Yüzde 40 Düştü
Yeni inşaatların sayısındaki artışla birlikte büyüyen çatı pazarı, 2007’de 1,4 milyar dolarlık bir hacme ulaştı. 2006 ve 2007’de ciddi büyüme hamlesi yakalayan sektör, 2008’den itibaren düşüşe geçti. 2008’de 1,2 milyar dolar olan sektörün cirosu, bu yıl yüzde 41 oranında daralarak 700 milyon dolara gerileyecek.

Türkiye’nin mevcut yapı stoku ve yenilemeden çok “yeni çatıların” yapımının söz konusu olması, sektörün potansiyelini yükseltiyor. Ayrıca son dönemde başlayan yenileme kampanyalarıyla birlikte çatılarını değiştirmek ya da yenilemek isteyenlerin sayısının artacağı tahmin ediliyor.

Sektörde irili ufaklı birçok şirket faaliyet gösteriyor. Üretici şirketlerin sayısı ise 50’yi geçmiyor. Bunların 10’u, önemli bir büyüklüğe sahip. Sektördeki en büyük sorunların başında ise haksız rekabet ve kalitesiz üretim geliyor. Birçok firma EN, TSE ve CE gibi standart belgelerine sahip olduğu halde bunlara uygun üretim yapmıyor. Krizden dolayı sektörün yüzde 40 oranında daraldığını söyleyen Braas Çatı Sistemleri Türkiye İcra Kurulu Başkanı Daniş Navaro, sektörle ilgili şu tespitlerde bulunuyor:

“Türkiye’de çatı sektörünün nüfus artışı ve buna bağlı olarak konut üretimiyle birlikte sürekli olarak büyümesi öngörülüyor. Özellikle sorgulayan ve araştıran tüketici kültürü geliştikçe sektördeki malzeme seçimlerinin daha doğru kriterlere dayanacağını düşünüyoruz.”



2009’da yüzde 40 daralan çatı sektörü 700 milyon dolara geriledi. Sektörün potansiyeli yüksek olsa da 2010’da da aynı cironun korunacağı tahmin ediliyor.

Çağrı Merkezleri

Sayıları Hızlı Artıyor
Dünyada çağrı merkezi sektörünün büyüklüğü 400 milyar dolar. Türkiye’de ise 1 milyar dolar seviyesinde olduğu tahmin ediliyor. Son 5 yıl içerisinde her yıl yüzde 15 büyüyen sektör, bu yıl da aynı oranları yakalayacak. Tahminler, 2008’de 1 milyar dolar olan pazarın, 2009 sonunda 1 milyar 150 milyon dolar seviyesine ulaşacağı yönünde. Sektörün cirosu büyürken çalışan ve şirket sayısı da artıyor. 2 yıl önce sektörde 350 çağrı merkezi varken bu sayı bugün 380’e yükseldi.

Çağrı merkezlerinin bünyesinde ise yaklaşık 30 bin çağrı masası bulunuyor. 35 bin kişiye istihdam sağlanıyor. 2012’de ise sektördeki çalışan sayısının 60 bine çıkacağı tahmin ediliyor.

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de telekomünikasyon, finans ve lojistik sektörleri, çağrı merkezlerinin en fazla hizmet verdiği alanları oluşturuyor. Çağrı merkezlerinin seyri pazarın yüzde 60’ını oluşturan bu 3 sektördeki gelişmelerle paralellik arz ediyor. Türkiye’de kamuda da önemli bir çağrı merkezi potansiyeli bulunuyor. Bunun sektörün büyümesinde önemli bir unsur olacağını söyleyen CMC (Customer Management Center) Genel Müdürü Başak Soykan, sektörün sorunlarını şöyle özetliyor:

“En büyük sıkıntı, gençlerin çağrı merkezini bir sektör olarak görmemesi. Bu aşamada yaşanan hızlı sirkülasyonlar çağrı merkezi sektörü için önemli bir sorun olmaya devam ediyor.”



En genç sektörlerden biri olmasına karşın her yıl düzenli büyümesini sürdürüyor. Bu yıl ve 2010’da da yüzde 15’lik büyüme oranları yakalanacak.

Özel Sağlık

Konsolidasyon Bekleniyor
2002-2008 döneminde, her yıl düzenli yüzde 21 oranında büyüyen özel sağlık sektörünün cirosu, 2008’de 15,6 milyar liraya ulaştı. Bu yıl ise büyümenin en kötü ihtimalle yüzde 15 oranında olması bekleniyor. Bu büyüme gerçekleşirse sektörün cirosu, 2009 sonunda 18 milyar liraya ulaşacak. Geçen yıl kamudaki hekim sıkıntısından dolayı devreye giren sağlık yatırımlarını planlama mevzuatı ise sektördeki yeni hastane yatırımlarını yavaşlattı. 2008-2009 döneminde özel sağlık sektöründeki kapasite artışı, sadece önceden izni alınmış yatırımlarla gerçekleşti.

Ancak sektöre olan yabancı yatırımcı ilgisi sürüyor. Özellikle yabancı yatırımcıların Türkiye’deki özel sağlık kurumlarını satın alma veya ortak olma konusunda çalışmaları var. Ayrıca önümüzdeki dönemde sektörde ciddi bir konsolidasyon bekleniyor. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun uygulamalarından dolayı finansal sıkıntıya giren orta ve küçük ölçekli hastanelerin büyüklerle birleşeceği düşünülüyor. Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) Genel Sekreteri Dr. Cevat Şengül, sektörle ilgili şu bilgileri veriyor: “Geçen yıl devreye giren sağlık uygulama tebliği ve hemen peşinden beliren fiyat tarifesiyle özel sağlık sektöründe önemli oranda gelir kaybı yaşandı. Sektörü kurtarmak için 15 lira muayene katkı payının azaltılması gerekiyor. Bu ve benzeri uygulamalar vakit geçirilmeden yapılmazsa özel hastaneler zarar edip küçülecek. İşten çıkarmalar başlayacak.”



Büyüme devam etse de yeni açılan orta ölçekli birçok özel hastane SGK uygulamalarından dolayı finansal kriz içinde. Konsolidasyon bekleniyor.




Asansör,demir çelik, kırtasiye...
Türbülansta büyüyenlerin sırrı nerede?
BAŞARIYA YÜRÜYENLERDE KARAR ANI!
BÜYÜME POTANSİYELİ VAR
2,3 MİLYON KATILIMCI HEDEFLENİYOR
Haber : Capital Online / 01 Aralık 2009 Salı