Abartıcılık
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Abartıcılık, ya da olmayacak şeyi söylemek, insanlığın ilkel günlerinden çağımıza değin hiç değişmeyen temel tutumlarından biridir.
Abartma kelimesi, bir düşünceyi aşırı derecede büyülterek ya da küçülterek anlatma eylemini belirten sözbilim terimi olarak kullanılır.
Yunan ve Latin yazınlarında, abartıcılığın iki modeli, olmayacak bir dileğin gerçekleşmesiyle, sayılamayacak sayı biçiminde karşımıza çıkar. Olmayacak dileği olağanüstü bir kahraman gerçekleştirir. Sayılamayacak sayı izleği, kıyıdaki kumlar, gökteki yıldızlar, denizin dalgaları biçimlerinde görülür. Orta Çağ Avrupa yazınında abartıcılık biraz azalır. Bunun yerine düşlem alır. Örneğin düşlemsel anlatıya Petrarca buna öncülük eder.
Sözbilimde abartma, bir düşünce ya da olguyu aşırı derecede büyüterek ya da küçülterek anlatmaya denir.
Mübalağa(Abartma)Sanatına örnek [değiştir]
Güz karı kapıya gelip dayandı, Top güllesi gibi tozanı gördüm. Kiler boşalınca midemiz yandı, Açılan delikten sızanı gördüm.
Kalmış beş çuval un, sil iki günde, Bir telaş başladı sonraki günde, Yarı aç yatmıştık evvelki günde, Bakıyorum dudak büzeni gördüm.
Konuştuk akşamdan koca karıyla, Ava gitsem dedim, gönül zoruyla, Kavurmalık vursam birkaç darıyla, Listeye yüz geyik yazanı gördüm.
Sabah bir telaşla uyandım erken, Nevale alayım dedim giderken, İncittim belimi daha yüklerken, Yüreğinden yufka dizeni gördüm.
Sırtladım heybeyle yufka böreği, At yerine koştum topal pireyi, Bir adımla geçtim koca dereyi, Yunusa gem vuran sazanı gördüm.
Dere tepe derken epey dolaştım, Ummandan büyükçe düze ulaştım, Ben bu av işine nerden bulaştım, Bir fiskeyle kral/ı ezeni gördüm.
Baktım işi bitmiş bir silsilenin, Hizmete amade olan yelenin, Su verirken altı çıkmış selenin, Değişmez yasayı bozanı gördüm.
Toplamış meclisi ormanın şahı, Doğrultmuş eskiye hibe silahı, Sorguya çekiyor tüm ordugâhı, Dudak arasından kızanı gördüm.
Kükredi aniden, dedi ki: Kes lan! Hem itaatkâr ol hemi de uslan! Dev gibiydi fare büzüldü aslan, Yelesinde sonsuz hezanı gördüm.
Neyime gerek ki döndüm işime, Ne söylerim avsız varsam eşime, Lazım oldu söktüm çamı dişime, Kürdan kokusuna gezeni gördüm.
Vuslatî bırakmaz yalanda şanı, Siper yaptım hemen kuru yavşanı, Bir mermiyle vurdum otuz tavşanı, Daniska yalanlar düzeni gördüm